Emirdağ Lâhikası Afyon Emniyet Müdürlüğüne

geldikten sonra mucib-i endişe birşey olmadı. Tahminimce, bana ait mesele bir derece kardeşlerime sirayet etmesi cihetiyle, Feyzi ye zahiren hafifçe ilişilmiş. Fakat ben merak ediyorum, onu taharri etmekte neyi bahane etmişler? Neyi aramışlar? Tafsilatı nedir? Madem iki sene tetkikattan sonra üç mahkeme kitap ve mektublarımızı bilaistisna bize iade etmiş, biz de dünya siyasetiyle alakadar olmadığımız onlarca tahakkuk etmiş, daha ne arayabilirler? Olsa olsa hususi, belki kıskançlık eseri veyahut garaz veyahut gizli zındıkların tahrikiyle böyle bazı kanunsuzluklar kanun namına yapılıyor. Bu hallere mukabil, tam metanet ve tesanüd ve sarsılmamak ve telaş etmemek lazımdır.
• • •
Aziz, sıddık kardeşim,
Camide az görüştük; lüzumlu bazı şeyler söyleyeceğim, hatırında kalsın.
Evvela: Bedre deki yüz senelik vazifeyi on sene zarfında gören Sabri kardeşimizin samimi dostları olan Hakkı, Hulusi, Mehmed ve Barla da Şamlı, Süleyman, Bahri gibi kıymettar kardeşlerimize benim tarafımdan çok selam ediyorum.
Saniyen: Küçük Ali nin büyük kardeşi mübarek Mustafa nın Abdurrahman dan irsiyet aldığı vazifesini, kahraman kardeşi ve mübarek mahdumu o vazifeyi tamamıyla görüyorlar. Onun vazifesi ve hizmeti devam ediyor, merak etmesin. Hafız Mustafa, elhak merhum Hafız Ali nin zamanında onunla beraber ektikleri Nur ani tohumların çok mübarek mahsulatı var.
Hem Hafız Ali nin (r.h.) vefatından sonra hapiste onun yerinde bana hizmeti, her vakit onu benim hatırıma getiriyor. Merhum Lütfi nin ehemmiyetli varislerinden Abdullah Çavuş, kahraman Tahiri ile, Atabeyi, Nurs karyem hükmüne getirmişler. İslamköylü Abdullah, Hafız Ali (r.h.) zamanında Risale-i Nur a çok hizmet etmiş. Onlara umumen selam ediyorum. Mübarek Tahiri nin küçücük bir medrese-i Nuriye hükmünde hanesindeki mübareklere dua ediyorum. Yeni bir Hafız Ali (r.h.) nümunesini gösteren ve Milaslı Halil İbrahim in sadakatini andıran İslamköylü Halil İbrahim ve orada ona benzeyen kardeşlerime de pek çok selam ve bilhassa Isparta da kahraman Rüştü nün kahraman kardeşi Burhan bizi çok minnettar ettiğini ve az bir işle bize ve Risale-i Nur a pek çok iş gördüğünü söyleyiniz. Zaten sana şifahen söylemiştim, unutma, hususi Zekai yi de gör ve de ki: Cenab-ı Hakka şükrediyorum, yine Zekai namında ve suretinde biraderzadem Abdurrahman ı yine bana verdi. Daha şifahen söylediklerimi sen bilirsin; sen benim mektubumsun.
• • •