Emirdağ Lâhikası Afyon Emniyet Müdürlüğüne

Aziz, sıddık kardeşlerim,
Sizin bu defa neş eli, güzel mektuplarınız, Risale-i Nur’un serbestiyeti ve matbaa kapısıyla intişarı hakkında beni çok mesrur eyledi ve kahraman Tahiri nin yine bu ehemmiyetli işte çalışması için buraya gelmesi, beni şiddetle dünyaya bakmaya sevk etti. Kalben dedim: Madem kardeşlerim bu derece istiyorlar, çaresini arayacağız. Gecede kalbime geldi ki: İki ehemmiyetli sebepten inayet-i İlahiye tam serbestiyet ve eski harflerle tamamını tab etmek tam müsaade etmiyor.
Birinci sebep: İmam-ı Ali nin (r.a.) işaret ettiği gibi, perde altında her müştak, kendi kalemiyle veyahut başka kalemi çalıştırmasıyla büyük bir ibadet ve ahirette şehidlerin kanıyla racihane muvazene edilen mürekkep ile mücahede hükmündeki kitabetle envar-ı imanı neşretmektir. Eğer tabedilse, herkes kolayca elde ettiği için, kemal-i merakla ona çalışamaz, bilfiil neşrine hizmet vazifesini kaybeder.
İkinci sebep: Risale-i Nur’un mühim bir vazifesi, alem-i İslamın ekseriyet-i mutlakasının yazısı ve hattı olan huruf-u Arabiyeyi muhafaza etmek olduğundan, tab yoluyla işe girişilse, şimdi ekser halk yalnız yeni hurufu bildikleri için, en çok risaleleri yeni hurufla tab etmek lazım gelecek. Bu ise, Risale-i Nur’un yeni hurufa bir fetvası olup şakirtleri de o kolay yazıyı tercih etmeye sebep olur. Onun için, şimdiye kadar pek çok müstehak ve layık iken, Risale-i Nur a serbestiyet verilmemişti. Lillahilhamd, şimdi hakikatlerinin kuvvetiyle serbestiyeti kazandı. Hatta eski harfle tab yasak iken, Ayetü l-Kübra yı bize teslim ettirip bir keramet-i ekber gösterdi.
Biz şimdi gayet mühim ve herkese lazım Meyve ile Hüccetü l-Baliğa yı ikisi bir cilt olarak yeni hurufla tab etmek için Tahiri ile İstanbul a gönderdim. Yalnız Meyve nin Onuncu ve On Birinci Meselelerini vakit bulamayıp tashihsiz ona verdim. Şayet tab edilse, o iki meseleyi tam tashih edip ona gönderirsiniz.
Hem o iki risale, dahilde, ya hariçte, aşikare veya gizli, İstanbul da veya dışarıda eski harflerle tab etmek lazımdır.
Hem Mucizat-ı Kur’âniye Zeyilleriyle ve Mucizat-ı Ahmediye (a.s.m.) dahi zeyilleriyle beraber ikisi bir cilt içinde eski harflerle imkan dairesinde ya İstanbul veya başka yerde eski harflerle, tevafuklu Hizbü n-Nuriye, Hizbü l-Kur’ân gibi tab etmesine çalışmak lazımdır ki; Kur’ân-ı Mucizü l-Beyanın göze görünen tevafuk mucizesinin muhafaza ile tab edilmesine mukaddeme olsun. Fakat teenni ile, meşveretle, ihtiyatla bu kudsi meseleye çalışmak lazımdır.
Umum kardeşlerime birer birer selam ve selametlerine dua ederiz. Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun, en eski şakirtlerden olan Katip Osman ve Halil İbrahim, hiç sarsılmadan, değişmeden, sadakatlerinde demir gibi devam edip çoklara da hüsn-ü misal oluyorlar.
• • •