Emirdağ Lâhikası Dahiliye Vekili İle Bir Hasb-i Halden Bir Parçadır Hüve Nuktesi

yapıldığını; ve o parçaya ve zerreye pekçok ağır yükler yüklendiği halde, hiç zaaf göstermeyerek, geri kalmayarak, intizam ile taşıdığını; hem binler ayrı ayrı kelime, ayrı ayrı tarzda, manada o küçücük kulak ve lisanlara kemal-i intizamla gelip, çıkıp, hiç karışmayarak, bozulmayarak o küçücük kulaklara girip, o gayet incecik lisanlardan çıktığı; ve o her zerre ve her parçacık, bu acib vazifeleri görmekle beraber, kemal-i serbestiyet ile cezbedarane hal dili ile ve mezkur hakikatin şehadeti ve lisaniyle ve deyip gezer; ve fırtınaların ve şimşek ve berk ve gökgürültüsü gibi havayı çarpıştırıcı dalgalar içerisinde, intizamını ve vazifelerini hiç bozmuyor ve şaşırmıyor; ve bir iş diğer bir işe mani olmuyor. Ben aynelyakin müşahede ettim.
Demek, ya herbir zerre ve herbir parça havada nihayetsiz bir hikmet ve nihayetsiz bir ilmi, iradesi ve nihayetsiz bir kuvveti, kudreti ve bütün zerrata hakim-i mutlak bir hassaları bulunmak lazımdır ki, bu işlere medar olabilsin. Bu ise, zerreler adedince muhal ve batıldır. Hiçbir şeytan dahi bunu hatıra getiremez. Öyle ise, bu sahife-i havanın, hakkalyakin, aynelyakin, ilmelyakin derecesinde bedahetle, Zat-ı Zülcelalin hadsiz gayr-i mütenahi ilmi ve hikmetle çalıştırdığı kalem-i kudret ve kaderin mütebeddil sayfası ve bir levh-i mahfuzun alem-i tegayyürde ve mütebeddil şuunatında bir levh-i mahv, ispat namında yazar bozar tahtası hükmündedir.
İşte, hava unsurunun yalnız nakl-i asvat vazifesinde, mezkur cilve-i Vahdaniyeti ve mezkur acaibi gösterdiği ve dalaletin hadsiz muhaliyetini izhar ettiği gibi, unsur-u havainin sair ehemmiyetli vazifelerinden biri de elektrik, cazibe, dafia, ziya gibi sair letaifin naklinde şaşırmadan, muntazaman, asvat naklindeki vazifeyi gördüğü aynı zamanda, bu vazifeleri dahi gördüğü aynı zamanında, bütün nebatat ve hayvanata teneffüs ve telkih gibi hayata lüzumu bulunan levazımatı, kemal-i intizam ile yetiştiriyor. Emir ve irade-i İlahiyenin bir arşı olduğunu kat i bir surette ispat ediyor ve serseri tesadüf ve kör kuvvet ve sağır tabiat ve karışık, hedefsiz esbab ve aciz, camid, cahil maddeler, bu sahife-i havaiyenin kitabetine ve vazifelerine karışması, hiçbir cihetle ihtimal ve imkanı bulunmadığını aynelyakin derecesinde ispat ettiğini kat i kanaat getirdim. Ve herbir zerre ve herbir parça, lisan-ı hal ile ve dediklerini bildim ve bu anahtarı ile havanın maddi cihetindeki bu acaibi gördüğüm gibi, hava unsuru da bir olarak alem-i misal ve alem-i manaya bir anahtar oldu.
Mütebakisi şimdilik yazdırılmadı. Umuma binler selam.
• • •