Saniyen: Bu defa görüşmediğim buranın korkak müftüsü vasıtasıyla, Hulusi nin Kars tan bir mektubunu biraderzadem Nihad ın mektubuyla aldım. Elhak, o kardeşimiz, daima fevkalade sadakatini ve Nurlara kuvvetli alakasını muhafaza ediyor. Manidar bir tevafuktur ki, bilmediği halde, Nihad ın orada bulunması ihtimaliyle, Sabri ye ait fıkrada demiştim ki: Nihad Kars ta ise Hulusi ile görüşür, mealinde burada söylediğim ve sonra size yazdığım aynı zamanda, o ikisi şimdiye kadar sükut ettikleri halde, beraber bana mektup yazıyorlar.
Salisen: Refet kardeşimizin kemal-i sadakat ve alakasını ve Hulusi gibi Nurların bir kumandanı olduğunu gösteren mektubu, Hulusi nin mektubunu aldığım zamanına tevafuku, latif ve sürurlu oldu. O ikisi Lahikaya girsin. Ve Refet in masumlara Kur’ân okutması ve kendisi Lem alar ile, yazmak ve okumakla meşgul olması ve benim hastalığımın şifasına o masumlarla dua etmeleri, bir merhem gibi hastalığıma ferah ve hiffet verdi.
Ve Rabian: Yazıda, merhum Asım a benzeyen Yakup Cemal in hayatta olduğunu; ve hayatta ise Nurlarla, o güzel kalemi ile hizmet ediyor mu, bilemediğim için, çok defa hazinane ve müteessifane düşünüyordum. Hadsiz şükür olsun ki, hem hayatta, hem Nurlara hizmette, hem sadakatte olduğunu gösteren bir mektubunu aldım, elhamdü lillah dedim.
• • •
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Yüz defadan ziyade, gayet kıymetli bir hakikat-ı imaniye bana görünüyor. Telif zamanı tamam olması hikmetiyle, ne kadar çalıştım, o çok ehemmiyetli hakikatı avlayamadım. Vazıhan ifade ve ihsas etmek için bekledim, muvaffak olamadım. Şimdi gayet kısa bir işaretle, o çok geniş ve çok uzun hakikattan kısacık bahsedeceğim.
hadisi, hem cevamiü l-kelimden, hem müteşabih hadislerdendir. Pek büyük ve külli nüktesi, benim kalbime, Hülasatü l-Hülasa ile Cevşenü l-Kebir i okuduğum vakit zahir oldu. Ben de, o acip ve çok güzel nükteyi kaçırmamak için, şifreler, işaretler nev inden Hülasatü l-Hülasa nın on yedinci mertebesi olan "Kur’ân lisanıyla şehadet" ve on sekizinci mertebesi olan "kainat lisanıyla şehadet" ortasında o şifreli işaretleri şöyle koydum:
Muhakkak ki Allah, insanı Rahman suretinde yaratmıştır. (Buhari, İsti zan: 1; Müslim, Birr: 115, Cennet: 28; Müsned, 2:244, 251, 315.)