Emirdağ Lâhikası Vasiyetnamemdir

kardeşim ve birinci talebem Molla Mehmed ismiyle onun namı, dualarımda ve manevi kazançlarımda beraberdirler.
Hamisen: Bu saatte Konyalı Sabri de, Halil İbrahim ve Hasan Feyzi tarzında vasiyetnamem münasebetiyle kısa, fakat güzel bir kaside yazmış, Üstadına çok ziyade kıymet vermiş; kendi hüsn-ü zannının parlak aynasında, bu biçare kardeşine fevkalade ehemmiyet vermiş. Ve oranın alimleri pek ciddi Nura çalışmalarını yazıyor.
Ben de derim: O Üstad namı verdiği ve çok kıymet verdiği şahıs ise, Risale-i Nur’un şahs-ı manevisi olabilir. Ben de onun namına kabul ettim, Lahikaya geçirdim, hem size de bir suretini gönderdim.
Merak etmeyiniz, hastalığım gittikçe hafifleşiyor. Ispartalı Mustafa namında bir kardeşimizin samimi, fakat garip bir mektubu içinde vardı. Bu zat, hangi Mustafa dır, bilemedim, ona da çok selam ederim. Acip rüyası hayırdır, şimdi tabir edemem.
Umum kardeş ve hemşirelerimize birer birer selam ve dua ederiz, makbul dualarını isteriz.
Hasan Feyzi nin güzel kasidesini, bazı kelimeleri ilave ile Lahikaya geçirdik ve size de gönderdik.
Said Nursi
• • •
Çok aziz, çok sıddık ve sadık kardeşlerim ve Risale-i Nur cihetinde emin ve halis varislerim,
Çok manidar ve kuvvetli bir tevafuk ve şakirtlerin sadakatlerine delil, bir zahir keramet-i Nuriyeyi beyan etmeme bir ihtar aldım. Şöyle ki:
Ben vasiyetnamemi yazdığım aynı zamanda, gizli münafıklar, benim itimad ettiğim hizmetçilerimi zabıta tarafından yanıma gelmekten men ettikleri aynı vakitte, fırsat bulup, tanımadığım birisiyle, sabık dokuz defadan daha tesirli bir zehir bana yutturdular.
Hem aynı zamanda, Tonuslu ve alim kardeşlerimizden ve buraya kadar geçen sene beni görmek için gelip görüşmeden giden Hoca Haşmet, Yozgat tan buraya yazıyor ki: "Said vefat etmiş, Risale-i Nur’un yüz otuz risalesi muhafaza edilsin. Ta ki, ileride tab edeceğiz."
Hem aynı zamanda Halil İbrahim in, vefatım hakkında bir hazin mersiye hükmündeki parlak mektubu, şakirtleri ağlattırdı.