O Meyvecinin civarında, ismini söylemediğim malum ve çok alakadar olduğum kardeşlerim, hususan Barla sıddıkları, beni çok defa hayalen eski zamana ve o memlekete celb ediyorlar, Barla ve dağlarında gezdiriyorlar. Ben, onlarla ve o yerleriyle çok alakadarım, unutmuyorum. Onlara binler selam ediyorum.
• • •
Kozca hatibi Hasan Şükrü nün mektubu beni memnun eyledi; selam ederim. Masumlar, ümmiler, hemşireler ve kaleme çalışanlar başta olarak umum kardeşlerime birer birer selam ve dua ediyoruz.
Kardeşiniz
Said Nursi
• • •
Mahkeme tarafından bana iade edilen, daha elime geçmeden postadan müsadere edilen mübarekler heyetinin pehlivanı Küçük Ali nin bir mektubunu gördüm ki, her iki sene bir defa bütün Risale-i Nur u yazmaya karar vermiş, yapmış. Bu kahramanlığı ile, benim, Risale-i Nur’un birinci şakirdi olan Büyük Mustafa da hakiki bir Abdurrahman ı ve arkasında çok Abdurrahman ları göreceğim diye keşfiyatımı tam tasdik etmiş ve o mübarek Mustafa nın vazifesini tam yapmış. Ve Hafız Mustafa dahi, Hafız Ali zamanında tam bir muavini ve vefatından sonra tam bir varisi olduğunu hapiste gösterdi. Demek mübarek heyet-i alisinde, on sekiz sene evvel ümit ettiğim hizmet-i Nuriyeyi tam yapmışlar ve yapıyorlar. Ektikleri tohumlar, onlar çalışmasalar da, onların bedeline mahsulat veriyor.
Umum kardeşlerimize birer birer selam ve dua ediyoruz.
• • •
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Evvela: Sizin leyali-i aşere olan mübarek o geçmiş gecelerinizi ve kudsi bayramınızı ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Cenab-ı Hak, rahmet ve keremiyle ve hıfz ve himayetiyle ve tevfik ve hidayetiyle, Risale-i Nur’un tab ve intişarına ve Kur’ân-ı Mucizü l-Beyanın tevafuklu tab ına sizleri muvaffak eylesin. Amin.
Saniyen: Risale-i Nur’un bir hülasası olan Ayetü l-Kübra ve Hizb-i Nuriyenin bir hülasatü l-hülasası hükmünde otuz üç kelime-i tevhidin namaz tesbihatındaki eskiden beri okuduğum ve Risale-i Nur’un ekser hakikatleri namaz tesbihatında inkişaf etmesiyle hayalim fazla tevessü ederek, o otuz üç kelime-i tevhid, herbirisini kainatın bir tabaka-i mahlukatının lisan-ı haliyle söylediği o kelimeyi ben o lisan ile söylüyorum gibi, o külli lisan-ı hal, benim cüz i lisan-ı kalimin aynı olur. Ben, kemal-i zevkle okuyorum. Size de suretini gönderiyorum.