onlara göre mâlâyânî ve lüzumsuz mesâil-i siyâsiyeyi radyo ile ders verip dinlettirmek, hayat-ı içtimâiye-i İslâmiyeye öyle bir zarardır ki, ileride vereceği neticeleri düşündükçe tüyler ürperir.
Evet, herbir adam vatanıyla, milletle, hükûmetle alâkadardır, fakat bu alâkadarlık muvakkat cereyanlara kapılıp, millet ve vatanı ve hükûmetin menfaatini bâzı şahısların muvakkat siyâsetlerine tâbî etmek,belki aynını telâkkî etmek çok yanlış olmakla beraber; o vatanperverlik, milletperverlik hissinden ve vazifesinden herkese düşen vazife bir ise, kendi kalb ve rûhundan idâre-i şahsiye ve beytiye ve dîniye ve hâkezâ, çok dairelerden hakîki vazifedar olduğu hizmet ve alâka ve merak on, yirmi, belki yüzdür. Bu ciddî ve lüzumlu bu kadar alâkaların zararına olarak,o birtek lüzumsuz ve ona göre mâlâyânî olan siyâset cereyanlarına fedâ etmek dîvânelik değil de nedir?
Kastamonu Lâhikası, s.31.
Dünyanın menfi boğuşmalarını merak edip takip etmek zarardır
âyetine en âzam bir tarzda şimdiki boğuşan insanlar mazhar olmalarından,
Gerçektende insan çok zâlim, çok cahildir.(Ahzâb Sûresi:72.)