Hizmet Rehberi — Ehl-i ilim ve ehl-i takvâya dostâne tavır takınmak gerekir

salâbet ve metânetlerine ilişecek bir tarzda daireniz içine sokmayınız. Öyleler niyet-i hâlise ile girmezse, belki fütur verirler. Eğer enâniyetli ve hodfüruş ise, Risâle-i Nur şâkirtlerinin metânetlerini kırarlar, nazarlarını Risâle-i Nur’un haricine çekip dağıtırlar. Şimdi çok dikkat ve metânet lâzımdır.

Kastamonu Lâhikası, s. 148.

***
-1- sırrıyla, ehl-i velâyet, gaybî olan şeyleri, bildirilmezse bilmezler. En büyük bir velî dahi hasmının hakîki hâlini bilmedikleri için, haksız olarak mübâreze etmesini, Aşere-i Mübeşşerenin mâbeynindeki muhârebe gösteriyor. Demek, iki velî, iki ehl-i hakîkat, birbirini inkâr etmekle, makamlarından sukut etmezler-meğer, bütün bütün zâhir-i şeriata muhâlif ve hatâsı zâhir bir içtihat ile hareket edilmiş ola. Bu sırra binâen
-2- ’deki (·) ulüvv-ü cenâb düsturuna ittibâen; (.) ve avâm-ı

1 Gaybı ancak Allah bilir.

2 [O takvâ sahipleri...] öfkelerini yutanlar ve insanların kusurlarını affedenlerdir. (Âl-i İmrân Sûresi:134.)