kudsî nurlara müşteri olmadıkları halde, biz onların karanlıklı oyunlarına, vazifemizin zararına, bakmaya tenezzül etmek hatâdır. Bize ve merakımıza dairemiz içindeki ezvâk-ı mâneviye ve envâr-ı îmâniye kâfi ve vâfîdir.
Kastamonu Lâhikası, s. 80-81.
Hizmetteki sıkıntılara tahammül ve sabır göstermek
Mâdem âhiret için, hayır için, ibâdet ve sevap için, îman ve âhiret için Risâle-i Nur ile bağlanmışsınız; elbette bu ağır şerâit altında herbir saati yirmi saat ibâdet hükmünde ve o yirmi saat ise Kur’ân ve îman hizmetindeki mücâhede-i mâneviye haysiyetiyle yüz saat kadar kıymettar ve yüz saat ise böyle herbiri yüz adam kadar ehemmiyetli olan hakîki mücâhid kardeşler ile görüşmek ve akd-i uhuvvet etmek, kuvvet vermek ve almak ve tesellî etmek ve mütesellî olmak ve hakîki bir tesânüdle kudsî hizmete sebatkârâne devam etmek ve güzel seciyelerinden istifâde etmek ve Medresetü’z Zehrâ’nın şâkinliğine liyâkat kazanmak için açılan bu imtihan meclisi olan şu Medrese-i Yûsufiyede tâyinini ve kaderce takdir edilen kısmetini almak ve mukadder rızkını yemek ve o yemekte sevap kazanmak için buraya gelmenize şükretmek lâzımdır. Bütün sıkıntılara