takviye etmek ve korkutmamak ve tevekkülle bu musîbeti karşılamak ve habbeyi kubbe yapan farfaralı gazetecilerin kubbelerini habbe görüp ehemmiyet vermektir. Bu dünya hayatı, husûsan bu zamanda, bu şerâit altında kıymeti yoktur. Başa ne gelse gelsin, hoş görmeli.
Şûâlar, s. 282.
Risâle-i Nur’ lara sadâkat, sebat ve metânetle bağlanmak
Risâle-i Nur, kendi sâdık ve sebatkâr şâkirtlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pekçok kıymettar neticeye mukâbil fiyat olarak, o şâkirtlerden tam ve hâlis bir sadâkat ve dâimî ve sarsılmaz sebat ister. Evet, Risâle-i Nur on beş senede medresede kazanılan kuvvetli îmân-ı tahkîkîyi on beş haftada ve bâzılara on beş günde kazandırdığını, yirmi senede yirmi bin zât tecrübeleriyle şehâdet ederler.
Hem, iştirâk-i a’mâl-i uhreviye düsturuyla, herbir şâkirdine, herbir günde binler hâlis lisânlar ile edilen makbul dua ve binler ehl-i salâhatin işledikleri a’mâl-i sâlihanın misil sevâplarını kazandırıp, herbir hakîki, sâdık ve sebatkâr şâkirtlerini amelce binler adam hükmüne getirdiğine delil, kerâmetkârâne ve takdirkârâne İmâm-ı. Ali Radıyallâhü Anhın üç ihbârı