İkinci Sûret: Doğrudan doğruya, tarîkat berzahına uğramadan lütf-u İlahî ile hakîkate geçmektir ki, Sahabeye ve Tabiîne has ve yüksek ve kısa tarîk şudur. Demek, hakaik-ı Kur’âniyeden tereşşuh eden Nurlar ve o Nurlara tercümanlık eden Sözler, o hassaya malik olabilirler ve maliktirler.
Mektubat, s. 340.
Risale-i Nur mesleğinde, îmandan sonra en fazla takva ve amel-i salih esas tutulur
Bugünlerde, Kur’ân-ı Hakîmin nazarında îmandan sonra en ziyade esas tutulan takva ve amel-i salih esaslarını düşündüm.
Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i salih emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır. Her zaman def-i şer, celb-i nef’a râcih olmakla beraber, bu tahribat ve sefahet ve cazibedar hevesat zamanında, bu takva olan def’i mefasid ve terk-i kebâir üssü’l-esas olup, büyük bir rüçhaniyet kesb etmiş.
Bu zamanda tahribat ve menfi cereyan dehşetlendiği için, takva bu tahribata karşı en büyük esastır. Farzları yapan, kebîreleri işlemeyen, kurtulur. Böyle