Hizmet Rehberi — Risâle-i Nur'un kendisi de bir inâyet-i İlâhiyedir

Hem bütün ukûlü hayrette bırakan ve hiçbir felsefenin eliyle keşfedilemeyen ve sırr-ı hilkat-i alem ve tılsım-ı kainat denilen ve Kur’ân-ı Azîmüşşanını î’câzıyla keşfedilen o tılsım-ı müşkülküşa ve o muamma-yı hayretnüma, Yirmi Dördüncü Mektup ve Yirmi Dokuzuncu Sözün ahirindeki remizli nüktede ve Otuzuncu Sözün tahavvülat-ı zerratın altı adet hikmetinde keşfedilmiştir. Kainattaki faaliyet-i hayretnümanın tılsımını ve hilkat-i kainatın ve akıbetinin muammasını ve tahavvülât-ı zerrâttaki harekâtın sırr-ı hikmetini keşf ve beyan etmişlerdir. Meydandadır; bakılabilir.

Hem, sırr-ı Ehadiyet ile, şeriksiz vahdet-i Rubûbiyeti; hem, nihayetsiz kurbiyet-i İlâhiyeye nisbeten zerrât ve seyyârât müsavi olduğunu ve haşr-i âzâmda umum zîrûhun ihyası, bir nefsin ihyası kadar o kudrete kolay olduğunu; ve şirkin hilkat-i kâinatta müdahalesi imtina derecesinde akıldan uzak olduğunu, kemal-i vuzuh ile gösteren Yirminci Mektuptaki kelimesi beyanında üç temsili havi onun zeyli, şu azîm sırr-ı vahdeti keşfetmiştir.


Onun herşeye gücü yeter ve hiçbir şey Ona ağır gelmez. Hadîs-i şerif: Müslim, Mesacid:146, Zikir: 28, 30; Buhari, Ezan:155. Aynı ifade birçok ayette de geçer. Mesela, Mülk Sûresi birinci ayet.