Hizmet Rehberi — Uhuvvetkârâne tesânüd etmek ve kardeşleri tenkit etmemek

için, o hâli gören ve bilen padişah-elbette o neferini mahcup etmemek için-matbâh-ı şâhâneden, sâdık hizmetkârının muhterem misâfırine tabla gönderir. Öyle de, Kur’ân-ı Hakîmin sâdık bir hizmetkârı, ne kadar âdi olursa olsun, Kur’ân nâmına, en büyük insanlara emirlerim çekinmeyerek tebliğ eder ve en zengin ruhlu olanlara Kur’ân’ın âlî elmaslannı yalvararak mütezellilâne değil, belki müftehirâne ve müstağniyâne satar. Onlar ne kadar büyük olursa olsun, o âdi hizmetkâra, vazife başında iken tekebbür edemezler. Ve o hizmetkâr dahi, onların ona mürâcaatında, kendine medâr-ı gurur bulamaz ve haddinden tecâvüz etmez. Eğer o hazîne-i kudsiyenin müşterileri içinde bâzıları, o bîçare hizmetkâra velâyet nazarıyla baksalar, elbette hakîkat-i Kur’âniyenin merhamet-i kudsiyesi şânındandır ki, o hizmetkârını mahcup etmemek için, hazîne-i hâssa-i İlâhiyeden o hizmetkârın hiç haberi ve medhali olmadan, onlara medet versin ve himmet ederek feyizdar etsin.

Mektûbât, s. 338-339.

Uhuvvetkârâne tesânüd etmek ve kardeşleri tenkit etmemek

Hayat, vahdet ve ittihâdın neticesidir. İmtizaçkârâne ittihat gittiği vakit, mânevî hayat da gider.