Hutbe-i Şamiye Hakikat Çekirdekleri

8. Esbâba te’sir-i hakikî verilmemiş; vat ve celâl öyle ister. Lâkin, mülk cihetinde bap, dest-i kudrete perde olmuştur; izzet azamet öyle ister. Tâ, nazar-ı zâhirde, desti kudret, mülk cihetindeki umûr-u hasîse ile mübâşir görülmesin.
9. Mahall-i taallûk-u kudret olan her şey ki melekûtiyet ciheli şeffaftır, nezihtir.
10. Âlem-i Şehâdet, Avâlimü’1-Guyûb tünde tenteneli bir perdedir.
11. Bir noktayı tam yerinde icâd etmek için, bütün kâinatı icâd edecek bir kudret-i gayr-i mütenâhî lâzımdır. Zîrâ, şu kitâb-ı kebîr-i kâinatın herbir harfinin, bâhusus zîhayat herbir harfinin, herbir cümlesine müteveccih birer yüzü, nâzır birer gözü vardır.
12. Meşhurdur ki, hilâl-i îde bakarlardı. Kimse bir şey görmedi. ihtiyar bir zat yemin ederek, "Hilâli gördüm" dedi. Halbuki, gördüğü hilâl değil, kirpiğinin tekavvus etmiş beyaz bir kılı idi. O kıl nerede, Kamer nerede? Harekât-ı zerrat nerede, fâil-i teşkil-i envâ nerede?
13. Tabiat, misâlî bir matbaadır, tâbi değil; nakıştır, nakkaş değil; kàbildir, fâil değil; mistardır, masdar değil; nizamdır, nâzım