değil; kànundur, kudret değil; Şeriat-ı irâdiyedir, hakikat-ı hâriciye değil!
14. Fıtrat-ı zîşuur olan vicdandaki incizab ve cezbe, bir hakikat-ı câzibedann cezbesiyledir.
15. Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelân-ı nümuvv der: "Ben sünbülleneceğim, meyva vereceğim." Doğıu söyler. Yumurtada bir meyelân-ı hayat var. Der: "Piliç olacağım."Biiznillâh olur. Doğru söyler: Bir avuç su; meyelân-ı incimad ile der: "Fazla yer tutacağım." Metin demir onu yalan çıkaramaz; sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelânlar, irâdeden gelen evâmir-i tekviniyenin tecellîleridir, cilveleridir.
16. Karıncayı emirsiz, arıyı ya’subsuz bırakmayan Kudret-i Ezeliye; elbette beşeri nebisiz bırakmaz. Âlem-i şehâdetteki insanlara inşikàk-ı kamer bir mu’cize-i Ahmediye (a.s.m.) olduğu gibi, Mi’rac dahi âlem-i melekuttaki melâike ve rûhâniyâta karşı bir mu’cize-i kübrâ-yı Ahmediyedir ki, nübüvvetinin velâyeti bu kerâmet-i bâhire ile isbat edilmiştir; ve o parlak zât; berk ve kamer gibi, melekutta şûle-feşan olmuştur.