İkincisi:
İnsan-ı ekber olan âlemin harekât ve sekenâtını tanzim eden, sıfat-ı irâdeden gelen Şeriat-ı kübra-yı fıtriyedir ki bâzan yanlış olarak tabiat tesmiye edilir. Melâike, bir ümmet-i azimedir ki, sıfat-ı irâdeden gelen ve Şeriat-ı fıtriye denilen evâmir-i tekviniyesinin hamelesi ve mümessili ve mütemessilleridirler.
107.
108. Maddiyunluk, mânevî tâundur ki; beşere şu müthiş sıtmayı tutturdu gazab-ı İlâhiye çarptırdı. Telkìn ve tenkid kàbiliyeti tevessü’ ettikçe, o tâun da tevessü’ eder.
109. En bedbaht, en muztarip, en sıkıntılı; işsiz adamdır. Zîrâ, atâlet ademin birâderzâdesidir; sa’y, vücûdun hayâtı ve hayâtın yakazasıdır.
Arapça ibâre: Mikroskobik bir hayvancığın hisleri ile insanın duygularını karşılaştırırsan acayip bir sır görürsün. İnsan, içerisinde Yâsin Suresi yazılmış olan Yâsîn kelimesi gibidir.