Çok aziz, çok mübârek, çok müşfik, çok sevgili Üstâdımız Hazretleri!
Risale-i Nûru, himmet ve duâlarınızla, dikkat ve tefekkürle okudukça; bu muazzam eser külliyâtının tılsım-ı kâinatın muammâsını keşf ve halleden bir keşşâf olduğunu, hal ve istikbâlin bir mürşid-i ekberi ve bir rehber-i âzamı olduğunu, yine duâ ve himmetinizle idrâk ediyoruz. Evet, Üstâdımız Hazretleri! Risâle-i Nûru okuyan her idrâk sâhibi anlıyor ki, Risâle-i Nûr gerek bu asrın, gerekse önümüzdeki asrın beşeriyetini fikir karanlıklarından kurtarıp tenvir ve irşâd edecektir.
Risâle-i Nûr, yalnız bu vatan ve millet için değil, âlem-i Islâm ve bütün beşeriyetin ihtiyâcına cevap verecek bir külliyât olarak te’lif edilmiştir. Bugün, târihte hiç görülmemiş bir