İşârâtü'l-İ'câz Bakara Suresinin dördüncü âyetinin tefsiri

kavaid-i esasiyelerini cem etmiş olduğundan usulde muaddil ve mükemmildir. Yani, tadil ve tekmil edicidir. Yalnız, zaman ve mekanın tagayyür etmesi tesiriyle tahavvül ve tebeddüle maruz olan füruat kısmında müessistir. Bunda akli ve mantıki olmayan bir cihet yoktur. Evet, mevasim-i erbaada giyecek, yiyecek ve sair ilaçların tebeddülüne lüzum ve ihtiyaç hasıl olduğu gibi, bir şahsın yaşayış devrelerinde, talim ve terbiye keyfiyeti tebeddül eder. Kezalik, hikmet ve maslahatın iktizası üzerine, ömr-ü beşerin mertebelerine göre ahkam-ı fer’iyede tebeddül vardır. Çünkü, fer’i hükümlerden biri, bir zamanda maslahat iken, diğer bir zamana göre mazarrat olur. Veya bir ilaç, bir şahsa deva iken, şahs-ı ahere da’ olur. Bu sırdandır ki, Kur’an, fer’i hükümlerden bir kısmını neshetmiştir. Yani vakitleri bitti, nöbet başka hükümlere geldi, diye hükmetmiştir."
*
Kur’an’da hiçbir kelime bulunmuyor ki, mevkiiyle münasebettar olmasın veyahut mevkiinin başka bir kelimeye münasebeti daha çok olsun. Evet, Kur’an’ın herhangi bir yerinde bulunan bir kelime, o mevkiin başında bir tac-ı zerrin gibi görünür. Ve aralarındaki münasebetlerden dolayı, aralarında geçimsizlik yeri yoktur. Ezcümle, kelimesine bak. Bu ayetin her tarafından uçup bu kelimenin başına konan letaifi gör. Zira bu ayet, nübüvvet hakkındadır. Nübüvvet meselesinde beş maksat vardır. Bu maksatlar, beş nükte ve letaifden in’ikas etmiştir. Bu beş letaif, ’nin sadefindedir. Maksatlar ise:

1. Hazret-i Muhammed Aleyhissalatü Vesselam, resuldür.
2. Ekmelü’r-Rusüldür.
3. Hatemü’l-Enbiyadır.
4. Risaleti, ammedir.
5. Şeriati, sair şeriatlerin mehasinini cem ile onların nasihidir.
Birinci maksadın ’den veçh-i in’ikası: Meslekleri ve yolları bir olan bir cemaat, kelimesinden imaen fehmolunur. Binaenaleyh, Hazret-i Muhammed’in (a.s.m.) ’deki zamire merci olması, o cemaatten madud olmasını iktiza eder. Ve onların meslekleri olan nübüvvetlerine ve kitaplarının sıdkına olan bütün deliller, Hazret-i Muhammed

* Senden önce.