İşârâtü'l-İ'câz Bakara Sûresinin on altıncı âyetinin tefsiri

-1-
Yani: "Onlar, hidayeti verip dalaleti satın alan birtakım kafasızlardır ki, ticaretlerinden bir fayda görmedikleri gibi o zarardan kurtulmak için yol da bulamıyorlar."

Bu ayetin makabliyle cihet-i irtibatına gelince:
Bu ayet geçen tafsillere bir fezleke, bir hülasadır. Ve o tafsilleri yüksek ve müessir bir üslupla tasvir etmiştir. Lakin muhataplarının saff-ı evvelinde ve tabaka-i ulasındakiler kışın Yemen cihetine, yazın da Pam cihetlerine giderek yaptıkları ticaretin kar ve zararını, lezzet ve elemini gördüklerinden, tasvir için ticaret üslubu intihap edilmiştir. Şöyle ki:
Nev-i beşerin dünyaya gönderilmesi, daimi bir tavattun için değildir. Ancak sermayeleri olan istidat ve kabiliyetlerini tenmiye ve inkişaf ettirmek üzere ticaret için gelmişlerdir. Fakat münafıklar bu ticaretlerinde sermayelerini batırıp aleme rezil oldular.

Sonra bu ayetin cümleleri arasında cihet-i nazım ve intizam ise:
Bu ayetin cümleleri arasında ticaret üsluplarındaki tertipler gibi gayet fıtri, selis ve muntazam bir tertip vardır. Şöyle ki:
Bir tüccara yüksek bir sermaye verilir. O da o sermaye ile zararlı ve zehirli şeyleri alır, satarsa, o tüccar alışverişinin sonunda ne bir fayda görür ve ne de bir kar görür. Bilakis, hasaret içinde boğulmakla beraber, kaçmak için yolu da kaybeder. İşte, münafıkların yaptıkları muamele de aynen buna benziyor.

Sonra, mezkur ayetteki cümlelerin heyetleri ise:
-2- kelimesi, uzaklarda bulunan şeyleri ihzar ederek mahsus ve meşhud olarak göstermek için kullanılan bir işaret aletidir.
Sual : Münafıkların ile ihzarlarında ne fayda vardır?
Elcevap : Onların mezkur cinayetlerini işiten samiin kalbinde hasıl olan nefret ve adavet öyle bir dereceye baliğ olmuş ki, onları gözüyle göreceği ve yüzlerine

1 İşte onlar hidayete karşılık sapıklığı tercih etmiş kimselerdir. Fakat bu alışverişleri onlara bir kar getirmemiş ve bir daha da doğru yolu bulamamışlardır. (Bakara Suresi: 16.)

2 İşte onlar.