İşârâtü'l-İ'câz Bakara Sûresinin on dört ve on beşinci âyetlerinin tefsiri

Sonra nifak, imanın hilafına, kalbleri ifsad eder. Kalbin fesadı ise, yetimliği intaç eder. Yani, bozuk olan bir kalb kendisini sahipsiz, maliksiz, yetim bilir. Bu haletten korku neş’et eder. O korku onu kaçıp gizlenmeye icbar eder. Kur’an şu hallerine ile işaret etmiştir. Yani, "Kaçıp halvetlere gittikleri zaman."
Sonra nifak, imanın aksine, akraba ve saireler arasında sıla-i rahmi kat eder, keser. Bu ise şefkati izale eder. Pefkatin zevali ise ifsadata sebep olur. İfsaddan fitne çıkar. Fitneden hıyanet doğar. Hıyanet dahi zafiyeti muciptir. Zafiyet de himaye edecek bir zahire, bir arkaya iltica etmeye icbar eder. Kur’an-ı Kerim buna ile işaret etmiştir. Yani, "Şeytanlarına kaçıp, şeytanlarının himayelerine giriyorlar."
Sonra, imanın hilafına, nifakta tereddüt vardır. Yani münafık olan kimse, kat’i bir hüküm sahibi değildir. Bu ise sebatsızlığı intaç eder. Bu da mesleksizliği. Bu dahi emniyetsizliği tevlid eder. Bu ise-kanunen maznunların hergün ispat-ı vücut etmeleri lüzumu gibi-daima şeytanlarına gidip küfürlerini, ahidlerini tazelemelerini icap ettirir. Kur’an-ı Kerim bu silsileye ile işaret etmiştir. Yani, "Bizler sizinle beraberiz" diye ahidlerini tecdid ediyorlar.
Sonra mü’minlere gidip geldiklerinden hasıl olan şüpheyi izale etmek için, and dilemeye mecbur oldular. Ve imanın hilafına, hakikatlere adem-i hürmet ve istihfafta bulunarak kıymetli şeylere ihanet ettiler ki, kendilerine atfedilen ithamları defetsinler. İşte, Kur’an-ı Kerim buna ile işaret etmiştir. Yani, "Bizim mü’minlerle olan ihtilatımız, onlarla istihza içindir. Aramızda samimiyet yoktur. Ancak yüzlerine gülüyoruz."
Sonra, münafıkların şu gidiş ve söyleyişlerini dinleyen samiin mü’minlerin de mukabelede bulunmalarını intizar etmekte bulunduğu, siyak-ı kelamdan anlaşıldı. Bunun için Kur’an-ı Kerim de mü’minlere bedel diye mukabelede bulunmuştur. Yani, "Cenab-ı Hak, onların istihzaları üzerine eşedd-i ceza ile dünya ve ahirette tecziye eder ve edecektir." Cenab-ı Hakkın şu mukabelesi, mü’minlerin şerefine ve münafıkların yaptıkları istihzanın, Cenab-ı Hakkın tecziyesine karşı adem hükmünde kaldığına ve onların hamakatlerine işarettir.