İşârâtü'l-İ'câz Bakara Sûresinin sekizinci âyetinin tefsiri

Sual : -1- ile -2-’nın mercileri bir iken, birisinin müfred, diğerinin cem’ sigasıyla zikirlerinde ne hikmet vardır?
Elcevap : Zarif bir letafete işarettir ki, imanın mevsufu cem’ ise de telaffuz eden müfreddir.
-3- cümlesi, onların iman davalarını hikayedir. Bu cümlede davalarının reddine iki cihetle işaret edildiği gibi, davalarının takviyesine de iki vecihle ima edilmiştir. Şöyle ki: kelimesi, madde cihetiyle onların iman davasının ayn-ı itikad olmayıp ancak kuru bir sözden ibaret olduğuna işarettir. Kezalik, muzari sigasıyla zikrinde, onları aleddevam yaptıkları müdafaaya sevk eden, vicdani bir sebep değildir, ancak halka karşı bir riyakarlık olduğuna işarettir. Davalarının takviyesine yapılan işaretler ise, fiil-i mazinin hey’etinden "Biz ehl-i kitap cemaatleri, eskiden beri mü’miniz. Pimdi imandan geri kalmamıza imkan yoktur" gibi takviye edici bir delil tereşşuh ettiği gibi, cem’e raci olan zamirinden de "Bizler bir fert gibi değiliz, ancak muhteşem bir cemaatiz. Yalana tenezzül etmeyiz" gibi ikinci bir takviye daha çıkıyor.
-4-
Kur’an-ı Kerim, hikaye ettiği şeyleri ya aynıyla alır veya mealinin ahzıyla veyahut ibaresinin telhisiyle bir tasarruf yapar. Birinci ihtimale göre, onların erkan-ı imaniyeden yalnız bu iki rüknü izhar etmeleri, rükünlerin en mühimlerini izhar etmekle sadakatlerini göstermeye işarettir. Ve aynı zamanda, onlardan en ziyade kabule şayan, zuumlarınca bu iki rükündür. İkinci ihtimale nazaran, Cenab-ı Hakkın, imanın rükünleri içinde kutup sayılan bu iki rüknü tahsis etmesi, onların kuvvetle iddia ettikleri iman, dine iman olmadığına işarettir. Çünkü bu iki rüknün de muktezasına amel ve itikad etmemişlerdir. ’nin tekrarı, her iki rükne olan imanın bir cihetten olmadığına işarettir. Çünkü, Allah’a iman, Allah’ın vücud ve vahdetine imandır. Yevm-i ahirete iman ise, o günün hak olduğuna ve muhakkak geleceğine imandır.

1 Derler.

2 İman ettik.