ve o muntazam haleti hayale götürüp tasvir etmekle sami’lerin namaza meylini ikaz edip artırmaktır.
Evet, dağınık bir vaziyette bulunan efradı büyük bir sevinçle içtimaa sevk ettiren malum aletin sesi gibi, alem sahrasında dağılmış insanları cemaate davet eden ezan-ı Muhammedinin (a.s.m.) o tatlı sesiyle, ibadete ve cemaate bir meyil, bir şevk husule gelir.
Sual
:
-1- kelimesine bedel, itnablı
-2- ’nin zikrinde ne hikmet vardır?
Cevap
: Namazda lazım olan tadil-i erkan, müdavemet, muhafaza gibi "ikame"nin manalarını müraat etmeye işarettir.
Arkadaş! Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir nispet ve ulvi bir münasebet ve nezih bir hizmettir ki, her ruhu celb ve cezb etmek namazın şe’nindendir. Namazın erkanı, Fütuhat-ı Mekkiye’nin şerh ettiği gibi, öyle esrarı havidir ki, her vicdanın muhabbetini celb etmek, namazın şe’nindendir. Namaz, Halık-ı Zülcelal tarafından her yirmi dört saat zarfında tayin edilen vakitlerde manevi huzuruna yapılan bir davettir. Bu davetin şe’nindendir ki, her kalb, kemal-i şevk ve iştiyakla icabet etsin ve mi’raçvari olan o yüksek münacata mazhar olsun.
Namaz, kalblerde azamet-i İlahiyeyi tesbit ve idame ve akılları ona tevcih ettirmekle adalet-i İlahiyenin kanununa itaat ve nizam-ı Rabbaniye imtisal ettirmek için yegane İlahi bir vesiledir. Zaten insan, medeni olduğu cihetle, şahsi ve içtimai hayatını kurtarmak için, o kanun-u İlahiye muhtaçtır. O vesileye müraat etmeyen veya tembellikle namazı terk eden veyahut kıymetini bilmeyen, ne kadar cahil, ne derece hasir, ne kadar zararlı olduğunu bilahare anlar, ama iş işten geçer.
-3-
Bu kelamın makabliyle nazmını icab ettiren münasebet ise; namaz
yani dinin direği ve kıvamı olduğu gibi, zekat da İslamın kantarası, yani köprüsüdür. Demek, birisi dini, diğeri asayişi muhafaza eden İlahi iki esastırlar. Bunun için birbiriyle bağlanmışlardır.
1 Namaz kılarlar.
2 Namazı dos doğru kılarlar. (Bakara Suresi: 3.)
3 Ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda bağışta bulunurlar.(Bakara Suresi:3.)