İşârâtü'l-İ'câz Bakara Sûresinin yirmi beşinci âyetinin tefsiri

Dördüncüsü: Hemen şimdi yediğimiz meyveler, bu dallardaki meyvelerdir. Demek bir meyve koparıldığı zaman, yeri boş kalmıyor, derhal yerine bir meyve peyda oluyor. İşte bundandır ki, Cennetin meyvelerinde noksaniyet olmuyor.
-1-
Bu cümle, itiraziyedir. Yani, yeni bir hükmü ifade etmek için zikrine lüzum olmadığı halde, -2- cümlesindeki hükmü tasdik ve illetini beyan etmek üzere, evvelki cümleye bir zeyil ve bir fezleke olarak zikredilmiştir. Bina-i meçhul sigasıyla -3- nün zikredilmesi, ehl-i Cennetin işleri, hademeleri tarafından görülmekte olduğuna işarettir.
Yani zahiren ve şeklen bir olduğundan, ülfet lezzetini veriyor; batınen ve taamen de ayrı olduğu cihetle, teceddüd lezzetini veriyor. Bu itibarla kelimesi, her iki lezzeti ima ediyor.
-4-
Bu cümle -5- cümlesine atıftır. Atfın tarafeyni arasında lazım olan münasebetin iktizasınca, takdir-i kelam şöyle olsa gerektir: "Onlar, kendi cisimleri için bir meskene muhtaç oldukları gibi, kadınları için de bir meskene muhtaçtırlar." -6- kelimesi ihtisası ifade ettiği cihetle, o ezvacın, onların mülkü ve onlara mahsus olduklarına delalet ettiği gibi, dünya kadınlarından başka -7- ile tabir edilen bir kısım kadınlar da onlar için yaratılmış olduğunu imaen gösteriyor.

1 Rızıkları dünyadakine benzer şekilde kendilerine sunulur.

2 Bu daha önce bize rızık olarak verilendir.

3 Getirilir.

4 Onlar orada ter temiz eşler vardır.

5 Onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır.

6 Onlar için vardır.

7 İri gözlü huriler.