bazı müfessirler, bazı ayetlerin zahirini onların mezheplerine meylettirmişlerdir.
Hikmet-i cedide ise, feza denilen şu boşlukta yalnız yıldızların muallak bir vaziyette durmakta olduklarına kaildir. Bunların mezhebinden semavatın inkarı çıkıyor. Ve bu iki hikmetin birisi ifrata varmışsa da ötekisi tefritte kalmıştır. Şeriat ise, Cenab-ı Hakkın yedi tabakadan ibaret semavatı halk etmiş olduğuna hakimdir ve yıldızların da balık gibi o semalar denizlerinde yüzmekte olduklarına kaildir. Hadis ise, semanın
-1- den ibaret bulunduğunu emrediyor. Şu hak olan mezhebin, altı mukaddeme ile tahkikatını yapacağız.
Birinci mukaddeme: Şu geniş boşluğun esir ile dolu olduğu, fennen ve hikmeten sabittir.
İkinci mukaddeme: Ecram-ı ulviyenin kanunlarını rapt eden ve ziya ve hararetin emsalini neşir ve nakleden fezayı doldurmuş bir madde mevcuttur.
Üçüncü mukaddeme: Madde-i esiriyenin, yine esir olarak kalmak şartıyla, sair maddeler gibi muhtelif teşekkülatı ve ayrı ayrı nevileri vardır. Buhar ile su ve buzun teşekkülatları gibi.
Dördüncü mukaddeme: Ecram-ı ulviyeye dikkat edilirse, tabakaları arasında muhalefet görünür. Evet, yeni teşekküle ve in’ikada başlamış milyarlarca yıldızlardan ibaret Kehkeşan ile anılan tabaka-i esiriye, sabit yıldızların tabakasına muhalifdir. Bu da manzume-i şemsiyenin tabakasına ve hakeza; yedi tabakaya kadar birbirine muhalif tabakalar vardır.
Beşinci mukaddeme: Araştırmalar neticesinde sabit olmuştur ki, bir maddede teşkil, tanzim, tesviyeler vaki olursa, biribirine muhalif tabakalar husule gelir. Bir madenden kül, kömür, elmas meydana gelir; ateşten alev, duman husule gelir. Müvellidülma ile müvellidülhumuzanın imtizacından su, buz, buhar tevellüd eder.
Altıncı mukaddeme: Pu müteaddit emarelerden anlaşıldı ki, semavat, müteaddittir. Şeriat Sahibi de yedidir demiştir; öyle ise yedidir. Maahaza yedi, yetmiş, yedi yüz sayıları Arap üsluplarında kesret için kullanılır.
Arkadaş! Pek geniş bulunan Kur’an-ı Kerimin hitaplarına, manalarına, işaretlerine dikkat edilmekle, bir amiden tut, bir veliye kadar bütün tabakat-ı nasa ve umum efkar-ı ammeye olan müraatları, okşamaları fevkalade hayrete, taaccübe muciptir. Mesela
-2- kelimesinden bazı insanlar hava-i nesimiyenin tabakalarını fehmetmiştir. Öbür bazı da, arzımız ile arkadaşları olan
1 Karar kılmış dalga. (Müsned, 2:370)
2 Yedi sema.