kalblerinin bütün samîmiyetiyle mukaddes tanırlar. Halbuki, kütüb-ü İlâhiyeye nâil olan diğer milletler, ve kitaplarına ehemmiyet verirler ve ne de onlara hürmet gösterirler. Müslümanların Kur’ân’a hürmetlerinin sebebi, bu kitap payidar oldukça, başka bir dînî rehbere arz-ı ihtiyaç etmeyeceklerini anlamalarıdır. Filhakîka, Kur’ân’ın fesâhat, belâgat ve nezâhet îtibârıyla mümtâziyeti, Müslümanları başka belâgat aramaktan vâreste kılmaktadır. Edebî dehâların ve yüksek şâirlerin, Kur’ân huzurunda eğildikleri bir vâkıadır. Kur’ân’ın her gün daha fazla tecellî etmekte olan güzellikleri, her gün daha fazla anlaşılan fakat bitmeyen esrârı, şür ve nesirde üstad olan Müslümanları, üslûbunun nezâhet ve ulviyeti huzurunda diz çökmeye mecbur etmektedir. Müslümanlar, Kur’ân’ı tâ rûz-i haşre kadar pâyidar kalacak kıymet biçilmez bir hazîne addeylerler ve onunla pek haklı olarak iftihar ederler. Müslümanlar Kur’ân’ı en fasîl sözlerle, en rakîk mânâlarla coşan bir nehre benzetirler. Şâyet Monsieur Renaud (Mösyö Reno), İslâm âlemiyle temas etmek fırsatını elde edecek olursa, münevver ve terbiyeli Müslümanların Kur’ân’a karşı en yüksek hürmeti perverde ettiklerini; ve onun evâmir-i ahlâkiyesine fevkalâde riâyetkâr olduklarını; ve bunun haricine çıkmamaya gayret ettiklerini görürdü. Yeni nesiller ve asrî mekteplerin mezunları da, Kur’ân’a ve Müslümanlara karşı müstehziyâne bir cümlenin sarfına tahammül etmemektedirler. Çünkü, Kur’ân, iki sıfatla bu ehliyeti hâizdir. Bunlardan Birincisi: Bugün ellerde tedâvül eden Kur’ân’ın, Hazret-i Muhammed’e (a.s.m.) vahiy olunan kitabın aynı olmasıdır. Halbuki, İncil ile Tevrat hakkında birçok şüpheler ileri sürülmektedir. İkincisi: Müslümanlar Kur’ân’ı Arapçanın en kuvvetli muhâfızı ve esâsât-ı dîniyenin amelî bir mâhiyet almasının en kuvvetli menbâı telâkkî ederler. Binâenâleyh, Monsieur Renaud (Mösyö Reno) eserini tashih edecek olursa, bu tercümesiyle, insanları tenvir husûsunda insanlığa büyük bir muâvenette bulunur ve bâtıl îtikadların hudutlarını târ ü mâr etmeye hâdim olur.
Doktor MAURICE
(Nur Çeşmesi’nde ve Risãle-i Nur’da yazılan bu nevi feylesofların kırk altıncısıdır.)
Zãt-ı Kibriyã Hakkındaki Ãyetlerin Ulviyeti
ve Kur’ân’ın Kudsi Nezãheti
Mister John Davenport, "Hazret-i Muhammed (a.s.m.) ve Kur’an-ı Kerim" ünvanlı eserinde Kur’an-ı Kerim’den bahsederken şu sözleri söylüyor.