Kastamonu Lâhikası Kastamonu'daki Kardeşlerime Hitaben Yazılan Bir Hakikattir

ayet-i Kur’aniye, o rüya hakikatine işaret etmiş. Bu nuranî rüya, mezkûr ayet-i Nurun on işaretle, on parmakla gösterdiği hakikati aynen gösteriyor, otuz sekiz sene evvel haber veriyor.
Evet, üç nur-u âzam olan güneşlerin-Allahu a’lem-tabiri şu olmak gerektir.
Güneşlerin birincisi: Bu asırda Risale-i Nur’dur ve en parlak bir nuru da Mucizat-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselam namındaki risale-i harikadır.
İkincisi: Hazret-i İsâ’nın din-i hakikîsinden çıkan nur-u semavi güneşidir.
Üçüncüsü: Tarikatlar ruhunda ve tasavvuf menbaından çıkacak bir güneştir ki, şimdi Şeyh-i Geylânî timsaliyle o mana gösterilmiş. Risale-i Nur’a işaret eden otuz üç ayet-i Kur’aniyenin en birinci ayeti olan Âyetü’n-Nûr on vecihle Risale-i Nur’a işaret ettiği Birinci Şua risalesinde gözümle gördüm, isteyen görebilir.
Sizi nefsinden ziyade seven aciz
şakirdiniz
Binbaşı Muhyiddin
• • •
Aziz, sıddık, metin, sebatkar kardeşlerimize,
Biz, bu havalideki Risale-i Nur talebeleri namına sizlere pek çok selamla beraber arz-ı şükran ediyoruz. Ve sizlere ebeden minnettarız ki, muktedir ve parlak kalemlerinizle bizleri hem uyandırdınız, hem yardım ettiniz. Bu vilayeti, nuranî kalemlerinizle inşaallah Isparta’ya benzettireceksiniz. Ve bilhassa çok ehemmiyetli kardeşimiz kahraman Tahirî’nin parlak ve muvaffakkıyetli ve tevafuklu kalemi, kerametkârâne fütuhat yapıyor. Ve onun iki masumeleri ve masumların ve ümmî ihtiyarların rengârenk çeşit çeşit meziyetlerini gösteren yazıları bizleri teshir ediyor, herkesi şevkle okumaya sevk ediyor. Cenab-ı Hak, sizlerden ebeden razı olsun ve sizi muvaffak etsin. Amin.
Çok mühim ve mübarek kardeşimiz Hafız Mustafa’nın bize verdikleri ehemmiyetli hadise-i taarruziye haberi bizi hayrete düşürdü. Ve Üstadımızın o zamanda endişelerinin ve heyecanının hikmetini anladık. Bir hiss-i kablelvukuyla mütemadiyen bizlere der idi: "Dikkat ediniz, sebat ediniz! Münafıklar, taarruz plânı çeviriyorlar" diye bizi ihtiyata sevk ediyor, "Hem bir halt edemezler" diyordu.