.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Size Üç Noktayı beyan etmeye kalbde bir ihtiyaç oldu.
Birincisi: "Bir hâdisede hem insan eli, hem kader müdahalesi olduğundan, insan, zahirî sebebe bakıp, bazan haksız hükmedip zulmeder. Kader, o musibetin gizli sebebine baktığı için adalet eder" diye, Risale-i Nur’da bir kaide-i esasiyedir.
Hem, şimdiye kadar Risale-i Nur’un başına gelen hâdiselerde bir dest-i inayet, bir veçh-i rahmet bulunduğu tecrübelerle sabittir.
Bu iki cihette kalbden bir sual çıktı. "Acaba Nur hakkındaki bu yeni İstanbul hadisesinde veçh-i adalet ve rahmet nedir?"
Hatıra böyle bir cevap geldi ki:
Risale-i Nur’a, ehl-i ilim ve ehl-i dikkati ciddiyetle bakmaya ve tetkik etmeye sevk etti. Elbette Risale-i Nur’u tetkik eden bir âlim, insafı varsa taraftar olur. Ve Risale-i Nur, ulema dairesinde ve İstanbul âfâkında tezahür edecek. İşte veçh-i rahmet ve inayet.
Amma, kader-i ilâhinin veçh-i adaleti şudur ki:
Risale-i Nur’un hakikatıyla ve şakirtlerinin şahs-ı manevisiyle tezahür eden fevkalade imanî hizmetlerin ehemmiyetli bir kısmını biçare tercümanına vermek ve ehl-i dünya ve ehl-i siyaset ve avâmın nazarında birinci derece ve hakikat nazarında, imana nispeten ancak onuncu derecede bulunan siyaset-i İslamiye ve hayat-ı içtimaiye-i ümmete dair hizmeti, kâinatta en büyük mesele ve vazife ve hizmet olan hakaik-i imaniyenin çalışmasına râcih gördüklerinden, o tercümana karşı arkadaşlarının pek ziyade hüsnüzanları ehl-i sayisete, inkılâpçı bir siyaset-i İslamiye fikrini vermek cihetinde, Risale-i Nur’a karşı hayat-ı içtimaiye noktasında cephe almak ve fütuhatına mâni olmak pek kuvvetli ihtimali vardı. Bunda hem hata, hem zarar büyüktür.
Kader-i İlahî, bu yanlışı tashih etmek ve o ihtimali izale etmek ve öyle ümit besleyenlerin ümitlerini tadil etmek için, en ziyade öyle cihetlerde yardım ve iltihaka koşacak olan ulemadan ve sâdâttan ve meşayihten ve ahbaptan ve hemşehriden birisini muarız çıkardı, o ifratı tadil edip adalet etti. "Size, kâinatın en büyük meselesi
Her türlü noksandan uzak olan Allah’ın adıyla. "Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin." (İsrâ Sûresi, 17:44)
Okunan ve yazılan Risale-i Nur harfleri adedince Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.