âyet-i kerîmesini Yedi Nükte ile tefsir eden iktisâdı emredip, israf ve tebzîrden nehyeden ve bilhassa bu asırdaki beşere gâyet mühim bir ders-i hikmet veren, kıymettar ve çok mübârek bir risâledir:
BİRİNCİ NÜKTE
: Cenâb-ı Hak, beşere ihsan ettiği bilcümle nîmetlerin mukâbilinde, beşerden ancak bir "şükür" istediğini; iktisat, hem nîmetlere karşı bir ihtiram, hem Cenâb-ı Hakka karşı bir şükr-ü mânevî, hem nîmetin bereketlenmesine bir vesîle olduğunu; israf ise, Mün’im-i Hakîkinin nîmetlerine bir hürmetsizlik ve bir tahkir olmakla, vahîm neticeleri bulunduğunu beyân eder.
İKİNCİ NÜKTE
: Vücud-u beşer bir saray, mide bir efendi, ağızdaki kuvve-i zâika bir kapıcı, et’imenin verdiği lezzetler birer bahşiş olduğunu göstererek; vücudun idâresi iktisat ile temin edildiğini, israf ise muvâzenesizliği ve hastalıkları tevlid ettiğini beyân eder.
ÜÇÜNCÜ NÜKTE
: Kuvve-i zâika, maddî cesede inhisar etmekten ziyâde, akla, rûha ve kalbe baktığından; israf etmemek, zillet ve sefâlete düşmemek ve o kuvve-i zâikayı taşıyan lisânı şükürden istimâl etmek şartıyla leziz taamlann tercih ve tâkip edilebileceğini; ve bu hakîkat, hârika kuvve-i kudsiye sahibi şâh-ı Geylânî (k.s.) Hazretlerinin ihyâ-yı emvât kerâmet-i azîmesiyle izah edilerek, ruh cesede, kalb nefse, akıl mideye hâkim olduktan sonra, şükrün müntehâ derecelerine vâsıl olmakla müınkün olduğunu beyân eder.
DÖRDÜNCÜ NÜKTE
: İktisat sebeb-i bereket olduğundan, muktesidlerin hayatlan izzetle geçtiğini, israf edenlerin her vakit sefâlete, hattâ dilenciliğe kadar düştüklerini, hattâ haysiyet ve nâmuslannı ve hattâ mukaddesât-ı dîniyelerini bile fedâ ettiklerini; ve iktisadın menâfi-i azîmesini ve israfın dehşetli zararlarını ve sehâvetin güzelliği içinde bir oduncu ihtiyarın istiğnâsını zikrederek, iktisâdın kıymet ve izzetini, sehâvetin fevkıne çıkarır.
BEŞİNCİ NÜKTE
: Gâyet merakâver bir bal vâkıasıyla, iktisattaki izzet ve bereketiıi ve israftaki sefâlet ve mahrumiyetin bir sırrını, pek hakîkatli bir sûrette izah eder.
ALTINCI NÜKTE
: Hısset ile, hıssetten ayrı olan iktisat haslet-i memdûhasını, Hazret-i Ömer’in oğlu Hazret-i Abdullah’ın (r.a.) bir vâkıasıyla öyle izah eder ki, iktisâdın hısset olmadığını ve israftan ayrı olan sehâvetin derece-i kemâlini gösterir.
YEDİNCİ NÜKTE
: İsraf hırsı, hırs kanaatsizliği, kanaatsizlik haybet ve hasâreti ve hem ihlâsı kaçırmakla a’mâl-i uhreviyeyi zedelemek gibi üç mühim neticeyi tevlid ettiğini; ve zekâvetleri yüzünden mâruf ediplerin dilenciliğe kadar tenezzül ettiklerini; ve bir kısım âlimlerin hırs yüzünden dîyk-ı maîşete giriftar olduklannı temsillerle o kadar güzel izah eder ki, fevkınde beyân ve izah tasavvur edilemez.
Hüsrev