Mektubat On Dokuzuncu Mektub

İkincisi: Nakl-i sahihle, Hazret-i İbni Abbas demiş ki:
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma mecnun bir çocuk getirildi. Mübarek elini onun göğsüne koydu. Birden çocuk istifrâ etti. İçinden, küçük hıyar kadar siyah birşey çıktı; çocuk şifa bulup gitti.1
Üçüncüsü: İmam-ı Beyhakî ve Nesâî nakl-i sahihle haber veriyorlar ki:
Muhammed ibni Hâtib isminde bir çocuğun koluna kaynayan tencere dökülmüş, bütün kolunu yakmış. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm meshedip tükürüğünü sürdü; dakikasında şifa buldu. 2
Dördüncüsü: Büyümüş, fakat lisanı yok, büyükçe bir çocuk Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına geldi. Çocuğa ferman etmiş: "Ben kimim?" Hiç konuşmayan dilsiz çocuk -3- deyip tekellüme başlamış. 4
Beşinci çocuk: Âlem-i yakazada Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ile mükerrer surette müşerref olan Celâleddin Süyutî ve asrın imamı, tahriç ve tashihle Mübarekü’l-Yemâme ismiyle meşhur bir zâtı, daha yeni dünyaya geldiği vakit, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın yanına getirmişler. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona müteveccih olmuş. Çocuk tekellüme başlamış, -5- demiş. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm "Bârekâllah" demiş. Çocuk ondan sonra büyüyünceye kadar daha konuşmamış. O çocuk, bu mucize-i Ahmediyeye ve "Bârekâllah" dua-yı Nebevîsine mazhar olduğundan, "Mübarekü’l-Yemâme" ismiyle şöhret bulmuş. 6
Altıncı çocuk: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namaz kılarken, hırçın bir çocuk namazını kat edip geçtiğinden, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm -7- demiş. Ondan sonra çocuk daha yürümemiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş. 8
Yedinci çocuk: Çocuk tabiatında hayâsız bir kadın, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm yemek yerken lokma istemiş, vermiş. Demiş: "Yok, senin ağzındakini istiyorum." Onu da vermiş. O gayet hayâsız kadın, o lokmayı yedikten sonra, en hayâlı kadın ve Medine kadınlarının fevkinde bir hayâ sahibi oldu. 9

1 Dârîmî, Mukaddime: 4; Müsned, 4:172; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:324; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:657; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 9:2;Tebrîzî, Mişkâtü’l-Mesâbîh, 3:188.

2 Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:324; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:657; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:121; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 9:415; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 1:295; el-Hâkim, el-Müstedrek, 4:62-63.

3 "Sen Allah’ın Resulüsün."

4 Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:319; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:105; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 6:158-159.

5 "Senin Allah Resulü olduğuna şehadet ederim."

6 Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:319; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:105; Süyûtî, Kenzü’l-Ummâl, 4:379; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 6:159.

7 "Allahım, onun yerden izini kes."

8 Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:328; Hafâcî, Şerhu’ş-Şifâ, 3:137; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:663.

9 Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:325; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:657; el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, 8:312.