sebeple beyân eder.
-1- âyeti ile
-2- âyeti gibi, insanlardan istiğnâ hakkındaki âyâtın mühim bir sırrını tefsir eder. Ve ilim ve dîni neşre çalışan insanlar, mümkün olduğu kadar istiğnâ ve kanaatle hareket etmezse, hem ehl-i dalÂletin ittihâmına hedef olur, hem izzet-i ilmiyeyi muhafaza edemez. Hem, salâhat ve neşr-i din gibi umûr-u uhreviyeye mukâbil hediyeleri almak, âhiret meyvelerini dünyada fânî bir sûrette yemek demektir.
Üçüncü Mektub
-3- kaseminde ve yeminindeki ulvî bir nûr-u i’câzîyi ve
-4- âyetinin teşbihindeki parlak bir lem’a-i i’câziyeyi ve
-5- âyetinde, küre-i arzı fezâ-i kâinatta yüzen bir sefìne-i Rabbâniye olduğunu gösteren parlak bir hakîkati tasvir ederek, küre-i arzda Cehenneme göçmek için ehl-i dalÂletin seyahatini ve bütün eşya birtek Zâta isnad edilse, vücûb derecesinde sühûlet ve kolaylık olduğunu; eşyanın îcâdı, müteaddit esbablara isnad edilse, imtinâ derecesinde bir suûbet ve müşkülât olduğunu gâyet güzel ve muknî ve muhtasar bir sûrette beyânıyla iki nükte-i mühimme-i i’câziyeyi tefsir eder.
1 Benim mükâfatım ancak Allah’a âittir. (Yûnus Süresi: 72.)
2 Doğru yolda olan ve sizden bir ücret de istemeyen kimselere uyun. (Yâsin Sûresi: 21.)
3 Yemin olsun gizlenen ve açığa çıkan yıldızlara (Tekvir Sûresi:15-16.)
4 Aya gelince, onun için de menziller takdir ettik ki, kurumuş hurma dalının ince yay hâlini alıncaya kadar incelir. (Yâsin Sûresi: 39.)
5 Üzerinde gezin diye yeryüzünü sizin emrinize veren Odur. (Mülk Sûresi:15.)