Mektubat Otuz Üçüncü Mektub

nûr-u tesellînin beyânıyla o sırrı tefsir ediyor. Bu Mektub en katı kalbi de ağlattıracak derecede rikkatlidir. Ve en meyus ve mükedder kalbi dahi ferahlandıracak derecede nurludur.
Yedinci Mektub
Münâfıkların ittihâmından, berâet-i Nebeviye hakkında gelen
-1- âyetlerinin mühim bir sırrını tefsir ediyor. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın kesret-i izdivâcı nefsânî olmadığını, belki akvÂl ve ef’Âli gibi, ahvÂl ve etvârından tezâhür eden ahkâm-ı şeriata vâsıta olmak için husûsi dairesinde ziyâde şâkirtleri bulunmasıdır. Ve Hazret-i Zeyneb’i tezevvücü, sırf bir emr-i İlâhî ve kader-i Rabbânî ile olduğunu beyân ediyor. Eski zaman münâfıkları gibi, yeni zaman zındıklarının tenkitlerini katî bir sûrette kırıyor.
Sekizinci Mektub
-2- diyen Hazret-i Yâkub Aleyhisselâmın Hazret-i Yûsuf Aleyhisselâma karşı hissiyâtı, aşk olmadığını, belki ulvî bir mertebe-i şefkat olduğunu ve şefkat aşktan çok yüksek ve keskin bulunduğunu ve ism-i Rahmân ve ism-i Rahîmin vesîlesi şefkattir diye beyân ederek, bir sırrını, ’in parlak bir nüktesini tefsir ediyor.

1 Muhammed hiçbirinizin babası değildir; o Allah’ın Resulüdür ve peygamberlerin sonuncusudur. (Ahzåb Sûresi: 40.) · Sonra Zeyd o hanımla alâkasını kesince Biz onu sana nikâhladık-tâ ki, evlâtlıkları hanımlarını boşadıktan sonra, o kadınla evlenmek husûsunda mü’minlere bir güçlük olmadığı anlaşılsın. (Ahzâb Sûresi: 37.)

2 En iyi koruyucu Allahtır; merhametlilerin en merhametlisi de Odur. (Yusuf Süresi: 64.)