Mektubat Otuz Üçüncü Mektub

Altıncısı
Birinci Mebhasta ki şeytanla münâzaranın çirkin tâbiratlarının sebeb-i zikrini bildiriyor. Hem mühim bir temsil ile, hizbü’ş-şeytanı en dar ve en muhÂl ve en menfur bir mevkie sıkıştırıyor. Meydanı hizbü’1-Kur’ân hesâbına zapt ederek, herbir hÂl-i Ahmediye (a.s.m.), herbir haslet-i Muhammediye (a.s.m.), herbir tavr-ı Nebevî (a.s.m.), o kuvvetli temsile göre birer mu’cize hükmüne geçip, nübüvvetini ispat ettiğini gösterir.
Yedincisi
Vehham ve zarardan sakınmak için bizden uzaklaşan bâzı dostların kuvve-i mâneviyelerini teyid için ve hizmetimizden bâzı maksatlarla çekilen ve maksatlarının aksiyle tokat yiyenleri, çok misÂllerden yedi küçük misÂl ile gösterir ki; siperini bırakıp kaçanlar, daha ziyâde yaralanırlar.
Sekizincisi
Diyorlar ki: "Elfâz-ı Kur’âniye ve zikriye ve tesbihâtların herbirinden, bütün letâif-i insâniye hisselerini istiyorlar. MânÂları bilinmezse, hisse alınmaz; öyle ise tercüme edilse daha iyi değil mi?" diye olan müthiş ve mugÂlâtalı şu suÂle karşı, gâyet mühim ve ibretli ve zevkli bir cevaptır. Elfâz-ı Kur’âniye ve Nebeviye (a.s.m.) mânÂlara, câmid ve ruhsuz libas değiller, belki hayattar feyizâver cildlerdir. Zîhayat bir cesed soyulsa, elbette ölür. Hem lisân-ı nahvî olan elfâz-ı Kur’âniyedeki i’câz ve îcâz-ı hakîki, tercümeye mâni olduğunu gösterir.
Dokuzuncusu
"Ehl-i Sünnet ve Cemaat olan ehl-i hak dairesinin haricinde ehl-i velâyet
bulunabilir mi?" suÂline, mühim ve merakâver bir cevaptır.
Onuncusu
Kur’ân-ı Hakîmin hizmetinde bulunan bu bîçare Said ile görüşen ve görüşmek arzu eden dostlara mühim bir düsturdur.
Yirmi Yedinci Mektub
Bu Mektub, RisÂle-i Nur müellifinin talebelerine yazdığı ayn-ı hakîkat ve çok letâfetli güzel mektuplarıyla, RisÂle-i Nur talebelerinin Üstadlarına ve bazen birbirlerine yazdıkları ve RisÂle-i Nur’un mütÂlâasından aldıkları parlak feyizlerini ifade eden çok zengin bir Mektub olup, bu mecmuanın üç dört misli kadar büyüdüğü için, bu mecmuaya idhÂl edilmemiştir. Barla, Kastamonu, Emirdağ Lâhikaları olarak müstakilen neşredilmiştir.