Mesnevi-i Nuriye Onuncu Risale


2 ila ahir-i süre...
İ’lem eyyühe’l-aziz! Herbir masnuda tahakkuk eden kemal-i sanat, Saniin her mekanda ve her masnuun yanında bulunmasına delalet ettiği gibi, hiçbir mekanda ve hiçbir masnuun yanında bulunmamasına da delalet eder.
Ve keza, insan, herbir şeye muhtaç olduğu cihetle, herşeyin melekütu elinde ve herşeyin hazinesi yanında olan Zat-ı Akdesten maada kimseye ibadet edemez.
Ve keza insan vücut, icad, hayır, ef’al cihetiyle pek küçük, nakıs olmakla karıncadan, arıdan edna, örümcekten daha zayıftır. Fakat adem, tahrip, şer, infial cihetiyle semavat, arz, cibalden daha büyüktür. Mesela, Hasenat yaptığı zaman, habbe habbe yapar. Seyyiat yaparsa kubbe kubbe yapar. Evet, mesela küfür seyyiesi bütün mevcudatı tahkir eder, kıymetten düşürür.
Ve keza, insanın bir cihetle kıl kadar bir ihtiyarı, zerre kadar bir iktidarı, şua kadar bir hayatı, dakika kadar bir ömrü, cüz’i bir cüz kadar mevcudiyeti varsa da, diğer cihetle hadsiz bir acz ve fakrı da vardır. Kadir-i Mutlak ve Ganiyy-i Mutlakın tecelliyatına geniş bir makes olur.
Ve keza, insan hayat-ı dünyeviye cihetiyle bir çekirdek olup, pek büyük semere ve sümbüller vermek için kendisine tevdi edilen cihazatı, bazı maddeleri elde etmek için tavuk gibi toprakları, gübreleri, necisleri eşmeye sarf eder, faydasız tefessüh eder. Ve hayat-ı maneviye cihetiyle emelleri ebede kadar uzanan bir şecere-i bakıyedir.
Ve keza, insan fiil ve sa’yi cihetiyle zayıf bir hayvan olup daire-i sa’yi pek dardır. İnfial, sual, dua cihetiyle Rahman-ı Rahimin aziz bir misafiridir. Dairesi hayal kadar geniştir.
Ve keza, insanın hayat-ı hayvaniyeden aldığı lezzet bir serçe kuşunun lezzeti kadar değildir. Çünkü, insanda hüzün, keder, korku var, onda yoktur. Fakat cihazat, hissiyat, duygular, istidatlar itibarıyla hayvanların en alasından fazla lezzet alır. İnsanın şu vaziyetine dikkat edilirse anlaşılır ki, bu kadar cihazat, bu hayat için olmayıp, ancak bir hayat-ı bakiye için kendisine verilmiştir.
Ve keza, insan saltanat-ı rububiyetin mehasinine nazır ve esma-i kudsiyenin cilvelerine dellal ve kalem-i kudretle yazılan mektubat-ı İlahiyeyi mütalaayla mütefekkir olduğu cihetle, eşref-i mahlükat ve halife-i arz olmuştur.
• • •

"Yemin olsun incire ve zeytine. Ve Sina Dağına." Tin Süresi, 95:1-2.