Münazarat İfâde-i Merâm ve Uzunca Bir Mâzeret

bir sûrette binâ ediniz demektir. Zâten, Eski Said, ekser hayatı o medresenin hayâliyle gitmiş ve o matbû risâlenin yüz kırk yedinci sayfadan tâ yüz elli yedinci sayfaya kadar Medresetü’z-Zehrâ’nın tesisine ve faydalarına dâir ehemmiyetli hakîkatleri yazmış.
Bir fa’1-i hayırdır ki; yirmi beş senelik dehşetli ve medreseleri öldüren istibdâdın kırılmasıyla, Maarif Vekili Tevfik, Van’da Şark Üniversitesi nâmında Medresetü’z-Zehrâ’yı inşâ etmesine karar vermesi ve ümidin haricinde, Reis Celâl dahi mühim meseleler içinde Tevfik’in fikrine iştirak etmesi, Eski Said’in kırk sene evvelki sözü ve ricâsı doğru çıkacağını gösteriyor."
Şimdi, kırk beş sene evvelki cevabının izahında, üç hakîkat beyân edilecek:
Birincisi: Eski Said bir hiss-i kable’l-vukû ile, iki acîb hâdiseyi hissetmiş; fakat, rüyâ-i sâdıka gibi, tâbire muhtaçmış.
Nasıl bir kırmızı perde ile beyaz veya siyah birşeye bakılırsa, kırmızı görünür; o da siyâset-i İslâmiye perdesiyle o hakîkate bakmış. Hakîkatin sûreti bir derece şeklini değiştirmiş. O hâzır büyük velî dahi o yanlışını görüp, o cihette şiddetle îtiraz etmiş. İşte o hakîkat iki kısımdır.