İkinci Harb-i Umûmi, beşere ettiği tahribât-ı azîme, gerçi çok geniştir; fakat, hayat-ı dünyeviyeye ve bekasız medeniyete baktığı cihetinde, Osmanlıdaki tahribâta nisbeten dardır. Osmanlıdaki mânevî zelzele hayat-ı ebediye ve saadet-i bâkiyenin zararına bir tahribat ve bir zelzele-i mâneviye-i İslâmiye, mânen o İkinci Harb-i Umûmiden daha dehşetli olmasından, eski Said’in o sehvini tashih ediyor ve rüyâ-i sâdıkasını tam tâbir ediyor ve o hiss-i kable’1-vukuunu gözlere gösteriyor. Ve o mûteriz ehl-i velâyeti zâhiren haklı, fakat hakîkaten Eski Said’in o hissi daha haklı olduğunu ispatla, o velî zâtın îtirazını tam reddediyor.
Said Nursî
• • •