İlahiye tarafından ihsan edilmiştir. O adam, binler arkadaşıyla beraber, o hediye-i Kur’aniyeye el atmışlar; her nasılsa birinci tercümanlık vazifesi ona düşmüş. Onun fikri ve ilmi ve zekasının eseri olmadığına delil, Risale-i Nurda öyle parçalar var ki, bazı altı saatte, bazı iki saatte, bazı bir saatte, bazı on dakikada yazılan risaleler var. Ben, yeminle temin ediyorum ki, Eski Saidin (r.a.)
HAŞİYECİK
kuvve-i hafızası beraber olmak şartıyla, o on dakikalık işi on saatte fikrimle yapamıyorum, o bir saatlik risaleyi, iki günde, istidadımla, zihnimle yapamıyorum. Ve o bir günde altı saatlik risale olan Otuzuncu Sözü ne ben ve ne de en müdakkik dindar feylesoflar, altı günde o tahkikatı yapamaz. Ve hakeza...
Demek biz müflis olduğumuz halde, gayet zengirı bir rnücevlıerat dükkarının dellalı ve bir hizrnetçisi olmuşuz. Cenab-ı Hak, fazl ve keremiyle şır hizrnette halisane, muhlisane bizi ve umum Risale-i Nnr Talebelerirıi daiın ve muvaffak eylesin; amıin, bihürmeti Seyyidil-Mürselin...
Said Nursi
Çok aziz, çok sıddik ve sadık kardeşlerim ve Risale-i Nur cihetinde emin ve halis varisleriın,
Çok nıanidar ve kuvvetli bir tevafuk ve şakirtlerin sadakatlerine delil, bir zahir keramet-i Nuriyeyi beyan etmeme bir ihtar aldım. Şöyle ki:
Berı vasiyetnamemi yazdığım aynı zamanda, gizli münafıklar, benim itimad ettiğim hizmetçilerimi zabıta tarafından yanıma gelmekten men ettikleri aynı vakitte, fırsat bulup, tanımadığım birisiyle, sabık dokuz defadan daha tesirli bir zehir bana yutturdular.
Hem aynı zamanda, Tunuslu ve alim kardeşlerimizden ve buraya kadar geçen sene beni görmek için gelip görüşmeden giden Hoca Haşmet, Yozgat’tan buraya yazıyor ki: "Said vefat etmiş, Risale-i Nur’un yüz otuz risalesi muhafaza edilsin. Ta ki, ileride tab edeceğiz."
HAŞİYECİK Bazı müstensihler bu biçare Said hakkında (r.a.) kelimesini bir dua niyetiyle yazmışlar. Ben bozmak istedim; hatıra geldi ki, Allah razı olsnn manasında bir duadır, ilişme. Ben de bozmadım.