Sikke-i Tasdîk-i Gaybî — Küçük Hüsrev Feyzi'nin Bir İstihracıdır

Hem aynı zamanda Halil İbrahim’in vefatım hakkında bir hazin mersiye hükmündeki parlak mektubu, şakirtleri ağlattırdı.
Hem, bu zamana pek yakın, Hüsrev’in, kendi adetine muhalif benim vefatıma dair bir-iki mektubunda, iki-üç gün ömür gibi tabirlerle ecelime işaretleri, bir parça beni müteessir etti. Acaba ben gidiyorum diye endişe ettim.
Hem, bu aynı hengamlarda, en ziyade hayat-ı dünyeviyedeki vazifemi düşünüp vefatımdan sonra şakirtler bu dehşetli zamanda benim bedelime de o vazifeyi yapacaklar mı diye çok merak ederken, birden Denizli, Milas, Isparta, İnebolu, ümidimin yüz derece fevkınde ve öyle bir sahabetkarane ve iltizamperverane o vazifeye koşup başkaları da ve muallim ve alimleri koşturdular ki, beni hayret hayret içinde bıraktılar.
Elhasıl: Bu beş cihetteki tevafuk, zahir bir keramet-i Nuriyedir.

Kardeşlerim, merak etmeyiniz, Cevşen ve Evrad-ı Bahaiye bu defa dahi o dehşetli zehirin tehlikesine galebe etti; tehlike devresi geçti, fakat hastalık devam ediyor.
Umum kardeşlerime birer birer selam, selametlerine dua edip, şüphesiz makbul olan dualarını isterim ve İneboluda ve civarında hem çok hanımların, hem küçücük yavrularının Risale-i Nuru yazmaya başlamalarını ve Kuran dersini çok masumların almasını bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz.

Said Nursi