Sözler — Birinci Makam

Aynen onun gibi, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın dahi hakikat-i mümkinâta dâir -ki o hakikat, dünyanın ibtidâsından tut, tâ âhiretin en nihayetine kadar uzanmış ve ferşten Arşa ve zerreden şemse kadar yayılmış olan şecere-i hilkatin hakikatine dâir-beyânât-ı Furkaniyesi, o kadar tenâsübü muhâfaza etmiş ve herbir uzva ve meyveye lâyık birer sûret vermiştir ki, bütün muhakkikler, nihayet-i tahkikinde, Kur’ân’ın tasvirine "Mâşaallah, bârekallah" deyip, "Tılsım-ı kâinatı ve muammâ-i hilkati keşf ve fetheden yalnız sensin, ey Kur’ân-ı Hakîm!" demişler.
-1-, temsilde kusur yok, esmâ ve sıfât-ı İlâhiyeyi, şuûn ve ef’âl-i Rabbâniyeyi bir şecere-i Tûbâ-i nur hükmünde temsil edelim ki; o şecere-i nurâniyenin daire-i azameti, ezelden ebede uzanıp gidiyor, hudud-u kibriyâsı gayr-i mütenâhî fezâ-i ıtlakta yayılıp ihâta ediyor, hudud-u icraatı -2- hududundan tut, tâ -3- hududuna kadar uzanmış o hakikat-i nurâniyeyi bütün dal ve budaklarıyla, gàyât ve meyveleriyle o kadar tenâsüble ve birbirine uygun, birbirine lâyık, birbirini kırmayacak, birbirinin hükmünü bozmayacak, birbirinden tevahhuş etmeyecek bir sûrette o hakàik-ı esmâ ve sıfatı ve şuûn ve ef’âli beyân etmiştir ki, bütün ehl-i keşf ve hakikat ve daire-i melekûtta cevelân eden bütün ashâb-ı irfan ve hikmet, o beyânât-ı Furkaniyeye karşı -4- deyip, "Ne kadar doğru, ne kadar mutâbık, ne kadar güzel, ne kadar lâyık!" diyerek, tasdik ediyorlar.
Meselâ, bütün daire-i imkân ve daire-i vücûba bakan, hem o iki şecere-i azîmenin birtek dalı hükmünde olan imânın erkân-ı sittesi ve o erkânın bütün dal ve budakları, tâ en ince meyve ve çiçekler aralarında o kadar bir tenâsüb gözetilerek tasvir

1 En yüce sıfatlar ise Allah’ındır. (Nahl Sûresi: 60.)

2 Allah, kişinin kalbine ondan daha yakındır. (Enfâl Sûresi: 24.)
Dâneleri ve çekirdekleri çatlatan şüphesiz Allah’tır. (En’âm Sûresi: 95.)
Annelerinizin rahimlerinde size dilediği gibi bir sûret veren Odur. (Al-i İmrân Sûresi: 6.)

3 Gökler de eliyle dürülmüştür. (Zümer Sûresi: 67.)
Gökleri ve yeri altı günde yarattı. (Hadîd Sûresi: 4.)
Güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirdi. (Ra’d Sûresi: 2.)

4 Allah her türlü kusur ve noksandan uzaktır.