Sözler On Yedinci Söz


İşbu cihetten dahi devâ bulamadım. Sonra başımı kaldırıp şecere-i ömrümün başına baktım. Gördüm ki, o ağacın tek meyvesi, benim cenazemdir ki, o ağacın üstünde duruyor, bana bakıyor.
Hâşiye 4
Hâşiye 4: İmân, o ağacın meyvesini cenaze değil, belki ebedî hayata mazhar ve ebedî saadete namzed olan ruhumun eskimiş yuvasından yıldızlarda gezmek için çıktığını gösterir.

O cihetten dahi me’yus olup, başımı aşağıya eğdim, baktım ki; aşağıda, ayak altında, kemiklerimin toprağı ile mebde-i hilkatimin toprağı birbirine karışmış gördüm. Derman değil, derdime dert kattı.
Hâşiye 5
Hâşiye 5: İmân, o toprağı rahmet kapısı ve Cennet salonunun perdesi olduğunu gösterir.

Ondan dahi nazarı çevirip arkama baktım, gördüm ki; esassız, fânî bir dünya, hiçlik derelerinde ve adem zulümâtında yuvarlanıp gidiyor. Derdime merhem değil, belki vahşet ve dehşet zehirini ilâve etti.
Hâşiye 6
Hâşiye 6: İmân, o zulümâtta yuvarlanan dünyayı vazifesi bitmiş, mânâsını ifade etmiş, neticelerini kendine bedel vücudda bırakmış mektubât-ı Samedâniye ve sahâif-i nukuş-u Sübhâniye olduğunu gösterir.

Onda dahi hayır görmediğim için ön tarafıma, ileriye nazarımı gönderdim. Gördüm ki, kabir kapısı yolumun başında açık görünüp; onun arkasında ebede giden cadde, uzaktan uzağa nazara çarpıyor.
Hâşiye 7
Hâşiye 7: İmân, o kabir kapısını, âlem-i nur kapısı ve o yol dahi, saadet-i ebediye yolu olduğunu gösterdiğinden, dertlerime hem derman, hem merhem olur.

İşte şu altı cihette ünsiyet ve teselli değil, belki dehşet ve vahşet aldığım onlara mukabil, benim elimde bir cüz-i ihtiyârîden başka hiçbir şey yoktur ki, ona dayanıp onunla mukabele edeyim.
Hâşiye 8
Hâşiye 8: İmân, o cüz-i lâyetecezzâ hükmündeki cüz-i ihtiyârî yerine, gayr-i mütenâhî bir kudrete istinad etmek için bir vesîka verir; ve belki imân bir vesîkadır.