Sözler Onuncu Söz

oluyor ki, neş’e-yi uhrâyı inkâr ediyorsunuz? O, onun misli, belki daha ehvenidir."
Hem, Cenâb-ı Hak, insana karşı ettiği ihsanât-ı azîmeyi -1- kelimesiyle işaret edip, der: "Size böyle nimet eden bir Zât, sizi başıboş bırakmaz ki, kabre girip kalkmamak üzere yatasınız."
Hem, remzen der: "Ölmüş ağaçların dirilip yeşillenmesini görüyorsunuz. Odun gibi kemiklerin hayat bulmasını kıyas edemeyip, istib’âd ediyorsunuz. Hem, semâvât ve arzı halk eden, semâvât ve arzın meyvesi olan insanın hayat ve memâtından âciz kalır mı? Koca ağacı idare eden, o ağacın meyvesine ehemmiyet vermeyip başkasına mal eder mi? Bütün ağacın neticesini terk etmekle, bütün eczâsıyla hikmetle yoğrulmuş hilkat şeceresini abes ve beyhûde yapar mı, zannedersiniz?"
Der: "Haşirde sizi ihyâ edecek Zât, öyle bir Zâttır ki, bütün kâinat Ona emirber nefer hükmündedir, emr-i ’e karşı kemâl-i inkıyad ile serfürû eder. Bir baharı halk etmek bir çiçek kadar Ona ehven gelir, bütün hayvanâtı icad etmek bir sinek icadı kadar kudretine kolay gelir bir Zâttır. Öyle bir Zâta karşı -2- deyip, kudretine karşı tâciz ile meydan okunmaz." Sonra, -3- tâbiriyle, "her şeyin dizgini elinde, her şeyin anahtarı yanında, gece ve gündüzü, kış ve yazı bir kitap sayfaları gibi kolayca çevirir, dünya ve âhireti iki menzil gibi; bunu kapar, onu açar bir Kadîr-i Zülcelâldir. Mâdem böyledir, bütün delâilin neticesi olarak -4-, yani kabirden sizi ihyâ edip, haşre getirip, huzur-u kibriyâsında hesâbınızı görecektir."
İşte şu âyetler haşrin kabulüne zihni müheyyâ etti, kalbi de hâzır etti. Çünkü, nezâirini dünyevî ef’âl ile de gösterdi. Hem, kâh oluyor ki, ef’âl-i uhreviyesini öyle bir tarzda zikreder ki, dünyevî nezâirlerini ihsâs etsin; tâ, istib’âd ve inkâra meydan kalmasın. Meselâ, -5-... (ilâ âhir) ve -6-... (ilâ âhir) ve -7-

1 Odur ki, yemyeşil ağaçtan size ateş çıkarır. (Yâsin Sûresi: 80.)

2 Çürümüş kemikleri kim diriltecek? (Yâsin Sûresi: 78.)

3 Şânı yücedir Onun ki, herşeyin hüküm ve tasarrufu elindedir. (Yâsin Sûresi: 83.)

4 Siz de Ona döndürüleceksiniz. (Yâsin Sûresi: 83.)

5 Güneş dürülüp toplandığında. (Tekvir Sûresi: 1.)

6 Gök yarıldığı zaman. (İnfitar Sûresi: 1.)

7 Gök yarıldığında. (İnşikak Sûresi: 1.)