Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın risâletine delâlet eden bütün mu’cizeleri ve bütün delâil-i nübüvveti ve hakkàniyetinin bütün bürhanları, birden, hakikat-i haşriyenin tahakkukuna şehâdet ederek ispat ederler. Çünkü, bu zâtın bütün hayatında, dâvâları, Vahdâniyetten sonra haşirde temerküz ediyor. Hem, umum peygamberleri tasdik eden ve ettiren bütün mu’cizeleri ve hüccetleri, aynı hakikate şehâdet eder. Hem,
-1- kelimesinden gelen şehâdeti bedâhet derecesine çıkaran
-2- şehâdeti de, aynı hakikate şehâdet eder. Şöyle ki:
Başta Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın hakkàniyetini ispat eden bütün mu’cizeleri, hüccetleri ve hakikatleri, birden, hakikat-i haşriyenin tahakkukuna ve vukuuna şehâdet edip, ispat ederler. Çünkü Kur’ân’ın, hemen üçten birisi haşirdir; ve ekser kısa sûrelerinin başlarında, gayet kuvvetli âyât-ı haşriyedir. Sarîhan ve işareten binler âyâtıyla aynı hakikati haber verir, ispat eder, gösterir. Meselâ,
-3- gibi otuz kırk sûrelerin başlarında, bütün katiyetiyle, hakikat-i haşriyeyi kâinatın en ehemmiyetli ve vâcib bir hakikati olduğunu göstermekle beraber, sâir âyetler dahi o hakikatin çeşit çeşit delillerini beyân edip iknâ eder.
Acaba, birtek âyetin birtek işareti, gözümüz önünde, ulûm-u İslâmiyede müteaddit ilmî, kevnî hakikatleri meyve veren bir kitâbın binler böyle şehâdetleriyle ve dâvâları ile güneş gibi zuhur eden imân-ı haşrî, hakikatsiz olması, güneşin inkârı, belki kâinatın ademi gibi hiçbir cihet-i imkânı var mı? Ve yüz derece muhâl ve bâtıl olmaz mı?
Acaba, bir sultanın birtek işareti yalan olmamak için, bâzan bir ordu hareket edip çarpıştığı halde; o pek ciddî ve izzetli Sultanın binler sözleri ve vaadleri ve tehditlerini yalan çıkarmak, hiçbir cihette kàbil midir? Ve hakikatsiz olmak, mümkün müdür?
1 Ve peygamberlerine imân ettim.
2 Ve kitaplarına imân ettim.
3 Güneş dürülüp toplandığında. (Tekvir Sûresi: 1.) • Ey insanlar, Rabbinizden korkun. Kıyâmet gününün zelzelesi, muhakkak ki pek büyük birşeydir. (Hac Sûresi: 1.) • Ne zaman ki yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır. (Zilzâl Sûresi: 1.) • Gök yarıldığı zaman. (İnfitar Sûresi: 1.) • Gök yarıldığında. (İnşikak Sûresi: 1.) • Onlar birbirlerine neyi sorup duruyorlar? (Nebe Sûresi: 1.) • Dehşeti herşeyi kaplayan kıyâmetin haberi sana geldi mi? (Gàşiye Sûresi: 1.)