Sözler Otuz Birinci Söz

değiştirecek bir nur beraberdir. Hem, saadet-i ebediyenin kapısını açacak bir anahtar beraber olduğu için, Cenâb-ı Hak, kendini "bütün eşyayı işitir ve görür" sıfatıyla tavsif eder-tâ o emânet, o nur, o anahtarın cihanşümûl ve muhît ve umum kâinata âmm ve bütün mahlûkata şâmil hikmetlerini göstersin.
Bu sırr-ı azîmin Dört Esası var:
Birincisi: Mi’racın sırr-ı lüzûmu nedir?
İkincisi: Hakikat-i Mi’rac nedir?
Üçüncüsü: Hikmet-i Mi’rac nedir?
Dördüncüsü: Mi’racın semerât ve faydası nedir?

Birinci Esas

Mi’racın sırr-ı lüzûmu:
Meselâ, deniliyor ki, "Cenâb-ı Hak -1- dir, herşeye herşeyden daha yakındır, cisimden, mekândan münezzehtir. Her velî, kalbi içinde Onunla görüşebilir. Neden dolayı velâyet-i Ahmediye (a.s.m.), Mi’rac gibi uzun bir seyahatin neticesinden sonra, her velînin kendi kalbinde muvaffak olduğu münâcâta muvaffak oluyor?
Elcevap: Şu sırr-ı gàmızı iki temsil ile fehme takrîb ediyoruz. On İkinci Sözün sırr-ı i’câz-ı Kur’ân ve sırr-ı Mi’rac hakkında olan şu iki temsili dinle:
• Birinci Temsil: Bir sultanın iki çeşit mükâlemesi, sohbeti, görüşmesi vardır; iki tarzda hitâbı, iltifatı vardır.
Birisi, âmî bir raiyyetiyle cüz’î bir iş için, hususi bir hâcete dâir, has bir telefonla sohbet etmektir.
Diğeri, saltanat-ı uzmâ ünvânı ile ve hilâfet-i kübrâ nâmiyle ve hâkimiyet-i âmme haysiyetiyle ve evâmirini etrafa neşir ve teşhir maksadıyla, o işlerle alâkadar bir elçisiyle veya o evâmir ile münâsebettar büyük bir memuru ile konuşmaktır, sohbet etmektir ve haşmetini izhâr eden ulvî bir fermanla bir mükâlemedir.
İşte, -2- şu temsil gibi, şu kâinat Hàlıkının ve Mâlikü’l-Mülk ve’l-Melekûtun ve Hâkim-i Ezel ve Ebedin iki tarzda mükâlemesi, sohbeti, iltifatı vardır. Birisi cüz’î ve has, diğeri küllî ve âmm. İşte Mi’rac, velâyet-i Ahmediyenin (a.s.m.) bütün velâyâtın fevkınde bir külliyet, bir ulviyet sûretinde bir tezâhürüdür ki, bütün kâinatın Rabbi ismiyle, bütün mevcudâtın Hàlıkı ünvânıyla Cenâb-ı Hakkın sohbetine ve münâcâtına müşerrefiyettir.

1 Ona şah damarından daha yakın (Kaf Sûresi: 16.)

2 En yüce sıfatlar Allah’a mahsustur. (Nahl Sûresi: 60.)