Sözler Otuzuncu Söz

birer misafirhâne-i terbiye hükmündedir ve öyle olduğuna bir hads-i sâdıkla hükmedilebilir.
Elhâsıl: Birinci Sözde denildiği ve ispat edildiği gibi, Her şey, "Bismillâh" der. İşte, bütün mevcudât gibi, her bir zerre ve zerrâtın her bir tâifesi ve mahsus her bir cemaati, lisân-ı hal ile, "Bismillâh" der, hareket eder.
Evet, geçmiş üç nokta sırrıyla,her bir zerre, mebde-i hareketinde lisân-ı hal ile "Bismillâhirrahmânirrahîm" der. Yani, "Ben, Allah’ın nâmiyle, hesâbiyle, ismiyle, izniyle, kuvvetiyle hareket ediyorum." Sonra netice-i hareketinde, her bir masnu’ gibi her bir zerre, her bir tâifesi, lisân-ı hal ile "Elhamdülillahi rabbilalemin" der ki, bir kasîde-i methiye hükmünde olan san’atlı bir mahlûkun nakşında, kudretin küçük bir kalem ucu hükmünde kendini gösterir. Belki herbiri, mânevî, Rabbânî, muazzam, hadsiz başlı bir fonoğrafın birer plâğı hükmünde olan masnu’ların üstünde dönen ve tahmîdât-ı Rabbâniye kasîdeleriyle o masnuâtı konuşturan ve tesbihât-ı İlâhiye neşîdelerini okutturan birer iğne başı sûretinde kendini gösteriyorlar.
-1-
-2-
-3-
-4-

1 Onların Cennetteki duâları şöyledir: "Allahım, Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederiz." Aralarındaki dilekleri de hep selâmdır, iyiliktir. Duâları ise şu sözlerle sona erer: "Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. (Yûnus Sûresi: 10.)

2 Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Sûresi: 32.)

3 Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi sapıklığa meylettirme. Yüce katından bize bir rahmet bağışla. Muhakkak ki veren Sensin, duâ edip istediklerimizi bize bağışlayan Sensin. (Al-i İmrân Sûresi: 8.)

4 Allahım, Efendimiz Muhammed’e, onun âl ve Ashâb ve kardeşlerine Senin için hoşnutluk ve onun için de hakkı edâ olacak bir rahmet ve selâm eyle. Bizi ve dinimizi selâmette kıl. Duâmızı kabul et ey âlemlerin Rabbi!