Meselâ,
-1-
Kesretli tabaka olan avâm tabakasının şundan hisse-i fehmi: "Cenâb-ı Hak, peder ve veledden ve akrandan ve zevceden münezzehtir."
Daha mutavassıt bir tabaka şundan, "Îsâ Aleyhisselâmın ve melâikelerin ve tevellüde mazhar şeylerin ulûhiyetini nefyetmektir." Çünkü, muhâl birşeyi nefyetmek, zâhiren faydasız olduğundan, belâgatta medâr-ı fayda olacak bir lâzım-ı hüküm murad olunur. İşte cismâniyete mahsus veled ve vâlidi nefyetmekten murad ise, veled ve vâlidi ve küfüvü bulunanların nefy-i ulûhiyetleridir ve ma’bud olmaya lâyık olmadıklarını göstermektir. Şu sırdandır ki, Sûre-i İhlâs, herkese, hem her vakit fayda verebilir.
Daha bir parça ileri bir tabakanın hisse-i fehmi: "Cenâb-ı Hak mevcudâta karşı tevlid ve tevellüdü işmâm edecek bütün râbıtalardan münezzehtir. Şerik ve muînden ve hemcinsten müberrâdır. Belki mevcudâta karşı nisbeti, hallâkıyettir. Emr-i
-2- ile, irâde-i ezeliyesiyle, ihtiyâriyle icad eder. İcâbî ve ıztırârî ve sudûr-u gayr-i ihtiyârî gibi münâfi-i kemâl herbir râbıtadan münezzehtir."
Daha yüksek bir tabakanın hisse-i fehmi: "Cenâb-ı Hak ezelîdir, ebedîdir, Evvel ve âhir’dir. Hiçbir cihette ne Zâtında, ne sıfâtında, ne ef’âlinde nazîri, küfüvü, şebîhi, misli, misâli, mesîli yoktur. Yalnız, ef’âlinde, şuûnunda teşbihi ifade eden mesel var.
-3-
Bu tabakàta, ârifîn tabakası, ehl-i aşk tabakası, sıddîkîn tabakası gibi ayrı ayrı hisse sahiplerini kıyas edebilirsin.
İkinci misâl: Meselâ,
-4-
Tabaka-i ûlânın şundan hisse-i fehmi şudur ki: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın hizmetkârı veya "veledim" hitâbına mazhar olan Zeyd, izzetli zevcesini kendine küfüv bulmadığı için tatlîk etmiş; Allah’ın emriyle Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm almış. Âyet der: "Peygamber size evlâdım dese, risâlet cihetiyle söyler. Şahsiyet itibâriyle pederiniz değil ki, aldığı kadınlar ona münâsip düşmesin."
İkinci tabakanın hisse-i fehmi şudur ki: Bir büyük âmir, raiyyetine pederâne şefkatle bakar. Eğer o âmir, zâhir ve bâtın bir padişah-ı ruhânî olsa, o vakit merhameti pederin yüz defa şefkatinden ileri gittiğinden, o raiyyetin efrâdı, onun hakiki evlâdı
1 Doğurmamış ve doğrulmamıştır. • Hiçbir şey de Onun dengi değildir. (İhlâs Sûresi: 3-4.)
2 "Ol!" der; oluverir. (Yâsin Sûresi: 82.)
3 En yüce sıfatlar Allah’ındır. (Nahl Sûresi: 60.)
4 Muhammed erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. (Ahzâb Sûresi: 40.)