Sözler Yirmi Beşinci Söz

gibi sûret-i emirde cemâdâta hezeyanvârî muhâveresi hiç o iki emre kàbil-i kıyas olabilir mi? Evet, temennîden neş’et eden arzular ve o arzulardan neş’et eden fuzûliyâne emirler nerede, hakikat-i âmiriyetle muttasıf bir âmirin iş başında hakikat-i emri nerede? Evet, emr-i nâfiz, büyük bir âmirin mutî ve büyük bir ordusuna "Arş!" emri nerede? Ve şöyle bir emir, âdi bir neferden işitilse-iki emir sûreten bir iken mânen bir neferle bir ordu kumandanı kadar farkı var.
Meselâ, -1- Hem meselâ, -2- Şu iki âyette iki emrin kuvvet ve ulviyetine bak, sonra beşerin emirler nevindeki kelâmına bak. Acaba yıldız böceğinin güneşe nisbeti gibi kalmıyorlar mı? Evet, hakiki bir mâlikin iş başındaki bir tasviri ve hakiki bir san’atkârın işlediği vakit san’atına dâir verdiği beyânâtı ve hakiki bir mün’imin ihsan başında iken beyân ettiği ihsanâtı, yani, kavl ile fiili birleştirmek, kendi fiilini hem göze, hem kulağa tasvir etmek için şöyle dese: "Bakınız, işte bunu yaptım. Böyle yapıyorum. İşte bunu bunun için yaptım. Bu böyle olacak. Bunun için işte bunu böyle yapıyorum."
Meselâ,
-3-
Kur’ân’ın semâsında şu sûrenin burcunda parlayan yıldız-misâl Cennet meyveleri gibi şu tasvirâtı, şu ef’âlleri içindeki intizam-ı belâgatla çok tabaka delâilini zikredip, neticesi olan haşri -4- tâbiri ile ispat edip, sûrenin başında haşri inkâr edenleri ilzam etmek nerede; insanların, fuzûliyâne, onlarla teması az

1 Bir şeyin olmasını murad ettiği zaman, Onun işi sadece "Ol" demektir; o da oluverir. (Yâsin Sûresi: 82.)

2 Meleklere "Âdem’e secde edin" dediğimizde .. (Bakara Sûresi: 34.)

3 Üstlerindeki göğe bakmazlar mı, onu nasıl binâ edip süsledik ki, hiçbir gediği yoktur. • Yeryüzünü döşedik, onda sabit dağlar yarattık, onda her güzel çiftten bitkiler yeşerttik. • Hakka yönelen her bir kul için bunlar görüp ibret alınacak delillerdir. Gökten de bereketli bir su indirdik ve kullar için rızık olsun diye onunla bağları, daneli ekinleri, salkımları üst üste binmiş yüksek hurma ağaçlarını bitirdik. O suyla ölü bir beldeye can verdik. İşte kabrinizden çıkışınız da böyle olacaktır. (Kaf Sûresi: 6-11.)

4 İşte kabrinizden çıkışınız da böyle olacaktır. (Kaf Sûresi: 6-11.)