8: Kanunun 163’üncü maddesi.
Zâhiren o madde-i kanunî ile, fakat hakikaten Eskişehir Mahkemesi kanaat-i vicdaniye ile hüküm vermesi, Tesettür Risalesinin eskiden yazıldığını anlamasıyla, mecburiyetle kanaat-i vicdaniyeye müracaat etmesi, bu yanlışını gösteriyor.
9: Dinen mukaddes tanınan şeyleri âlet etmesi.
Bu otuz seneki hayatım ve bütün benimle görüşenler ve mahiyetimi bilenler, bu hükmü tekzip ediyorlar.
10: Devletin emniyetini bozacak hareketlere halkı teşvik ve tergîb ederek.
Yirmi senede hiç bir Nur şakirdi böyle bir vukuata sebep olmadığı ve on vilâyetin zabıtaları kaydetmemeleri, bunun hatâ olduğunu gösteriyor.
11: Gizli cemiyet kurmak.
Üç mahkemenin o noktada beraat vermesi ve yirmi senedir siyaseti terk etmekliğim, bu hatânın ne kadar açık bir iftira olduğunu gösteriyor.
12: Gizli neşriyatta bulunmak.
Âlem-i İslâmın mühim merkezlerinde ve burada merkez-i hükûmette ve dârülfünunda yazdıkları Nur mecmuaları ellerde gezmesiyle bu yanlışını gösteriyor.
13: Gençlik Rehberi, Nurcular cemiyeti arasında gizli satılmasına.
Cerh edilmeyen müdafaatta, yedi makamata gönderilen itiraznamede kat’î hüccetlerle ki, Nur talebeleri hiçbir vecihle siyasî cemiyet olmazlar. Hem Eskişehir Emniyet Müdürlüğü müsaadesiyle resmen tab edilen Gençlik Rehberi, değil yalnız Nurcular arasında, herkese alenen satıldığı bu hatâsını ispat eder.
14: Zülfikar ve Asâ-yı Mûsâ’nın gizli satılmasına.
Doğrudan doğruya Diyanet Riyasetine berâ-yı malûmat bu mecmuaların gönderilmesi, hem alenen İstanbul’da ciltlenmesi ve İstanbul’daki mühim zatlara, hattâ bazı kitapçılara ki, Hindistan’a kadar gönderilmek için gönderilmesi, gizli satılmadığını, belki ilânatla, teşhir edilmekle satıldığı bu hatasını gösteriyor.