Şuâlar Eddâi













Gayet kısa bir nevi tercümesi içinde ilm-i İlahiye, bu pek ehemmiyetli hakikat-i imaniyeye kısacık işaretler edip, tafsilatını Risale-i Nura havale ile deriz:
Haşiye

İlim ve kudretiyle, Allah her şeyden büyüktür, yücedir. Zira O, zatının lazımı olan muhit ilmiyle her şeyi bilir. Zatının lazımı olan öyle bir ilimden hiçbir şeyin gizlenmesi mümkün değildir. Çünkü O, ilminin varlığı ve nur-u ilminin bütün alem-i vücudu ihatası sırrınca, her yerde vardır, hazır ve nazırdır; her şeyi ihata eder ve her şeyi görür, müşahede eder nuraniyet sahibidir.
Evet, mevcudatta müşahede edilen mizanlı intizamlar ve nizamlı ittizanlar, kasti hikmet-i amme ve mahsus inayat-ı şamile, muntazam kazalar ve müsmir kaderler, muayyen eceller ve mukannen erzaklar, düsturlarının sağlamlığıyla kainattaki fenleri netice veren itkanat ve her şeyi süslendiren ihtimamat ile sühület-i mutlaka içindeki kemal-i intizam ve insicam ve ittisak ve ittikan ve ittizan ve imtiyaz-ı mutlaka, her şeyi bilen bir Allamü’I-Guyubun ihata-i ilmiyesine delalet eder.
"Yaratan bilmez olur mu hiç? Onun ilmi her şeyin inceliklerine nüfuz eder O her şeyden halkıyla haberdardır. " (Mülk Süresi:14. )
İnsanın hüsnü-ü sanatının, onun şuuruna delaleti ile hilkat-i insanın ilm-i Halıka delaleti arasındaki nispet, karanlık gecedeki yıldız böceğinin ışıkçığının, günün ortasında yeryüzünde parlayan güneşin şaşaasına nispeti gibidir.