[Bediüzzaman Said Nursî’nin îlãn-ı hürriyetin üçüncü gününde irticalen söylediği ve sonra Selanik’te Hürriyet Meydanında tekrar ettiği ve o zamanın gazetelerinin neşrettikleri nutkunun sûretidir.]
HÜRRİYETE HİTAB
Ey hürriyet-i şer’î! Öyle müthiş ve fakat güzel ve müjdeli bir sada ile çağırıyorsun ki, benim gibi bir bedevîyi tabakàt-ı gaflet altında yatmışken uyandırıyorsun. Sen olmasaydın, ben ve úmum millet zindan-ı esarette kalacaktık. Seni ömr-ü ebedî ile tebşîr ediyorum. Eğer aynelhayat Şeriatı menba-ı hayat yapsan ve o cennette neşv ü nema bulsan, bu millet-i mazlûmenin de eski zamana nisbeten bin derece terakkî edeceğini müjde veriyorum. Eğer hakkıyla seni rehber etse, ağraz-ı şahsî ve fikr-i intikam ile sizi lekedar etmezse...
Ya Rab! Ne saadetli bir kıyamet ve ne güzel bir haşir ki,
-1- hakîkatinin küçük bir misalini bu zaman bize tasvir ediyor. Şöyle ki:
Asya’nın ve Rumeli’nin köşelerinde medfun olan medeniyet-i kadîme hayata başlamış ve menfaatini mazarrat-ı umûmiyede arayan ve istibdadı arzu edenler
-2- demeye başladılar. Yeni hükûmet-i meşrûtamız mu’cize gibi doğduğu için, inşaallah, bir seneye kadar
-3- sırrına mazhar olacağız. Mütevekkilane, sabûrane tuttuğumuz otuz sene Ramazan-ı sükûtun sevabıdır ki; azapsız, cennet-i terakkî ve medeniyet kapılarını bize açmıştır. Hakimiyet-i milliyenin beraat-i istihlali olan kànun-u Şer’î, hazin-i Cennet gibi, bizi duhûle davet ediyor.
1 Ölümden sonra dirìliş haktır.
2 Ne olaydı olaydı da, toprak olaydım. (Nebe’ Sûresi: 40.)
3 Çocukken beşikte konuşuruz. (Meryem Suresi: 29.)