ihlâs ve mahviyete münâfidir. Nübüvvetin vereseleri olan Sahabeler gibi izhâr ve dâvâ edemezler; onlara kıyas edilmez.
İkinci Mâni: Pekçok cihetlerle çürütülebilir ve fânî ve cüz’î ve. muvakkat ve kusurlu bir şahıs sahip olsa, Nurlara ve hakâik-ı îmâniyenin fütûhâtına zarar gelir. Fakat bir nokta var ki, mûcib-i şükrandır. Ehl-i siyâsetteki düşmanlarım, mezkûr hakîkatleri bilmedikleri için, şerefli, izzetli eski Said’i düşünüp mütemâdiyen Nurlar bedeline benim şahsıma ihânet ve tenkîs etmekle meşgul oluyorlar. Bâzı mutaassıp enaniyetli hocaları da şahsımın aleyhine çeviriyorlar. Güyâ Nurları söndürmeye çalışıyorlar. Halbuki Nurları daha ziyâde parlattırmaya vesîle oluyorlar. Nurlar, âdi şahsımdan değil, Kur’ân güneşinin menbâından nurları alıyor.
Emirdağ Lâhikası-I, s. 223-224.
Kendi nefsini ittiham edip, meslektaşına taraftar olmak
Nefsini ittiham etmek ve nefsine değil, dâimâ karşısındaki meslektaşına taraftar olmak. Fenn-i âdâb ve ilm-i münâzaranın ulemâsı mâbeynindeki hakperestlik ve insaf düsturu olan şu: "Eğer bir mes’elenin münâzarasında kendisinin haklı çıktığına taraftar