Risâle-i Nur tahkîkî îmânı kazandırır
Bâzı mûterizler Risâle-i Nur’un kıymetini bir derece kırmak için demişler: "Herkes Allah’ı bilir. Adi bir adam, bir velî gibi Allah’a îman eder" diye Nur’lann pek yüksek ve pekçok kıymettar ve gâyet lüzumlu tahşidâtını ziyâde göstermek istemişler. Şimdi, İstanbul’da, daha dehşetli bir fikirde, anarşî fikirli küfr-ü mutlaka düşmüş bir kısım münâfıklar, Risâlc-i Nıir gibi ekmek ve suya ihtiyaç derecesinde herkes muhtaç olduğu îman hakîkatlerine ihtiyacı düşürmek desîsesiyle diyorlar ki: "Her millet, herkes Allah’ı bilir. Onu, daha yeni ders almaya ihtiyacıınız çok yok" diye mukâbele etmek istiyorlar.
Halbuki, Allah’ı bilmek, bütün kâinatı ihâta eden Rubûbiyetine ve zerrelerden yıldızlara kadar cüz’î ve küllî herşey Onun kabza-i tasarrufunda ve kudret ve irâdesiyle olduğuna katî îman etmek ve mülkünde hiçbir şerîki olmadığına ve
kelime-i kudsiyesine, hakîkatlerine îman etmek, kalben tasdik ettirmekle olur. Yoksa, "Bir Allah var" deyip, bütün mülkünü esbâba ve tabiata taksim etmek ve onlara
Allahtan başka hiçbir ilâh yoktur.